ŞAMPİYONLUĞA GİDEN YOL TEK BAŞINA YÜRÜNMEZ

Petrolspor, sadece sahaya çıkan 11 kişiden ya da bir spor kulübünden ibaret değildir. Bu takım; Batman’ın ortak emeği, ortak umudu ve bu şehrin asil vicdanıdır.

Bugün Petrolspor şampiyonluk hedefine doğru kararlılıkla yürüyorsa, bu yolun taşları kendiliğinden döşenmedi. O taşların altına sadece elini değil, gövdesini koyanlar oldu.

GÖRÜNMEZ KOLONLAR: NASIROĞLU AİLESİ VE VEFA

Bu şehirde futbol hayalinin ayakta kalması için birilerinin sorumluluk üstlenmesi, risk alması gerekiyordu. Necat Amca’nın evlatlarının, yani Nasıroğlu ailesinin Petrolspor için ortaya koyduğu maddi ve manevi iradeyi sadece rakamlara indirgemek, bu devasa emeğe haksızlık olur. Zira öyle fedakârlıklar vardır ki; bedeli parayla ölçülemez, yalnızca gönüllerdeki karşılığıyla bilinir.

Bu katkı, bir binayı ayakta tutan temel kolonlar gibidir; çoğu zaman fark edilmez ama yokluğu hissedildiği anda her şey çöker. Necat Amca’nın mirasını sahiplenen ve bu yükü omuzlayan ailesine gönülden bir teşekkür etmek, bu şehrin her ferdi için bir vicdan borcudur. Keza, her fırsatta takıma kol kanat geren Sayın Valimiz Ekrem Canalp’in desteği, bu yapının sarsılmaz bir diğer dayanağıdır.

ADLİYE KORİDORLARI DEĞİL, KENETLENME VAKTİ

Biliyorsunuz, ben bir spor yazarı değilim. Genelde bu köşede yerel siyaseti ve toplumsal meseleleri analiz ederim. Ancak Batmanlı olup da Petrolspor’un nabzını tutmamak mümkün mü?

Son dönemde bir taraftarın eleştirisiyle başlayan ve yine taraftarın bu süreci yargıya taşımasıyla derinleşen bu durum, hepimiz için ciddi bir uyarı niteliğindedir. Şampiyonluk rotasında kenetlenmesi gereken bir camianın, eleştiri ve tepki sınırlarını adliye koridorlarına kadar taşıması kabul edilebilir bir durum değildir.

Hiç kimsenin; ne kendi ismini ne de bu şehrin asırlık değerlerini mahkeme kapılarına düşürmeye, Petrolspor markasını böyle bir polemikle yormaya hakkı yoktur. Unutulmamalıdır ki; sporun ruhuyla uyuşmayan, kazananı olmayan bu tür tablolar sadece Petrolspor’un birlik ve beraberlik ruhuna zarar verir.

Teknik heyetteki isimlerin, taraftardan gelen eleştirilere karşı daha duyarlı ve soğukkanlı olmaları gerekir. Eleştiriyi yönetemeyen, başarı baskısını da yönetemez. Tolerans, futbolun bu seviyesinde bir tercih değil, profesyonel bir zorunluluktur.

TARAFTARA ÇAĞRI: ELEŞTİRİ HAK, ÜSLUP SORUMLULUKTUR

Tam da bu noktada, Petrolspor’a gönül veren büyük taraftarımıza da samimi bir çağrıda bulunmak isterim: Sizlerin bu takıma olan sevginizden ve niyetinizin yapıcılığından zerre kadar şüphem yok; ancak bu haklı sevgiyi ve eleştiri hakkını kullanırken camiayı huzursuzluğa sürükleyecek adımlardan kaçınmak asıl olandır. Tribünlerin gerçek gücü öfkesinde değil, takımı düştüğü yerden ayağa kaldıran o eşsiz desteğindedir. Kişisel kırgınlıkları bir kenara bırakarak sağduyulu davranmak, şampiyonluk yolunda bugün her zamankinden daha kıymetlidir.

TEKNİK HEYETE VE TARAFTARA ÇAĞRI

Teknik heyetimizdeki isimlerden ricamız; bu şehrin tutkusuna karşı daha sabırlı ve soğukkanlı olmalarıdır. Eleştiriyi yönetemeyen, başarı baskısını da yönetemez. Profesyonellik, sadece taktik tahtasında değil, aynı zamanda kriz anlarında gösterilen toleransta gizlidir.

Unutulmamalıdır ki; Taraftar sustuğu gün, takım yalnızlaşır. Taraftar konuşuyorsa, hâlâ bir umut var demektir.

SONUÇ: BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ

Petrolspor kimsenin kişisel hikâyesi değil, Batman’ın ortak rüyasıdır. Kimse kimseyi kırarak şampiyon olamaz; kimse bu uzun ve meşakkatli yolu tek başına tamamlayamaz.

Yağmurda, soğukta, deplasman yollarında bu takımı hiç yalnız bırakmayan o büyük taraftar; yönetimin fedakârlığı ve teknik heyetin sağduyusuyla birleştiğinde zafer kaçınılmazdır. Şimdi vakit, küçük kırgınlıkları bir kenara bırakıp şampiyonluk yolunda daha sıkı kenetlenme vaktidir.

Kalın sağlıcakla…