HAYAT NEDİR?  MAHİYETİ VE VAZİFESİ NEDİR?

Yayınlama: 27.05.2024
Düzenleme: 27.05.2024 18:57
A+
A-

Allah’ın bir ismi de Hayy’dır. Yani hayatı veren.

İsm-i Hayy ve İsm-i Muhyî’nin bir cilve-i âzamından olan “Hayat nedir? Ve mahiyeti ve vazifesi nedir?”  sualine karşı, fihristevâri cevap şudur ki:

HAYAT:

Şu kâinatın en ehemmiyetli gayesi… hem en büyük neticesi… hem en parlak nûru… hem en lâtif mâyesi (esas, temel)… hem gayet süzülmüş bir hülâsası (özeti)…  hem en mükemmel meyvesi… hem en yüksek kemâli… hem en güzel cemâli… hem en güzel ziyneti… hem sırr-ı vahdeti… hem rabıta-ı ittihadı (birleşme bağı)… hem kemalâtının menşei…hem san’at ve mahiyetçe en hârika bir zîrûhu (hayat sahibi)…  hem en küçük bir mahluku bir kâinat hükmüne getiren mûcizekâr bir hakikatı… hem güya kâinatın küçük bir zîhayatta yerleşmesine vesile oluyor gibi, koca kâinatın bir nevi fihristesini o zîhayatta göstermekle beraber, o zîhayatı ekser mevcudatla münâsebettar ve  küçük bir kâinat hükmüne getiren en hârika bir mûcize-i Kudrettir.

Hem en büyük bir küll kadar– hayat ile– küçük bir cüz’ü büyülten ve bir ferdi dahi, küllî gibi bir âlem hükmüne getiren ve Rububiyet cihetinde kâinatı tecezzi (parçalara ayrılmış ) ve iştiraki ve inkisâmı (bölünmek) kabul etmez bir küll ve bir küllî hükmünde gösteren fevkalâde hârika bir sanat-ı İlâhiyedir.

Hem kâinatın mahiyetleri içinde Zât-ı Hayy-ı Kayyûmun vücûb-u vücuduna ve Vahdetine ve Ehadiyetine şehadet eden bürhanların en parlağı, en kat’îsi ve ve en mükemmeli.

Hem masnuât-ı İlâhiye içinde en hafîsii (gizlisi) ve en zâhiri (açığı), en kıymettarı ve en ucuzu, en nezîhi ve en parlak ve en mânidar bir nakş-ı san’at-ı Rabbaniyedir.

Hem sâir mevcudâtı kendine hâdim ettiren, nâzenin, nazdar, nâzik bir cilve-i rahmet-i Rahmâniyedir.

Hem Hayat, bütün kâinattan süzülmüş en sâfi bir hülâsası olduğu gibi, kâinattaki en mühim bir maksad-ı İlahî ve hîlkati âlemin en mühim neticesi olan şükür ve ibâdet ve hamd ve muhabbeti netice veren bir sırr-ı âzamdır.

Hem anla ki, bu hayat madem kâinatın en büyük neticesi ve en azametli gayesi ve en kıymettar meyvesidir. Elbette bu hayatın dahi kâinat kadar büyük bir gayesi, azametli bir neticesi bulunmak gerektir. Çünkü ağacın neticesi meyve olduğu gib, meyvenin de çekirdeği vasıtasıyla neticesi, gelecek bir ağaçtır. Evet, bu hayatın gayesi ve neticesi hayat-ı ebediye olduğu gibi bir meyvesi de, hayatı veren Zat-ı Hayy ve Muhyi’ye karşı şükür ve ibâdet ve hamd ve muhabbettir ki, bu şükür ve muhabbet ve hamd ve ibâdet ise, hayatın meyvesi olduğu gibi, kâinatın gayesidir.

Ve bundan anla ki, bu hayatın gayesini “Rahatça yaşamak ve gafletli lezzetlenmek ve heveskârâne nimetlenmektir” diyenler, gayet çirkin bir cehâletle, münkirâne, belki de kâfirâne, bu pek çok kıymettar olan Hayat nimetini ve şuur hediyesini ve akıl ihsânını istihfaf ve tahkir edip, dehşetli bir küfrân-ı nimet ederler.

NETİCE:

Madem dünyada hayat var, elbette insanlardan hayatın sırrını anlayanlar ve hayatını sû-ı  istimal etmeyenler, dâr-ı bekâda ve cennet-i bâkiyede, hayat-ı bâkiyeye mazhar olacaklardır.   Âmenna!

(LEM’ALAR,  371,372)

 

ALTINCI KELİME:

YUHYİ,  yani hayatı veren O’dur. Ve hayatı rızık ile idâme eden de O’dur. Ve levâzımat-ı hayatı da ihzar eden yine O’dur. Ve hayatın Âli gayeleri O’na aittir. Ve mühim neticeleri O’na bakar. Yüzde doksan dokuz meyvesi O’nundur. İşte şu kelime, şöyle fâni ve âciz beşere nidâ eder, müjde verir ve der:

Ey insan, Hayatın ağır tekâlifini omuzuna alıp zahmet çekme. Hayatın fenâsını düşünüp, hüzne düşme. Yalnız dünyevî,  ehemmiyetsiz meyvelerini görüp, dünyaya gelişinden pişmanlık gösterme. Belki, o sefine-i vücudundaki hayat makinesi Hayy-ı Kayyuma aittir. Masarif ve lemazımatını O tedarik eder. Ve o hayatın pek kesretli gâyeleri ve neticeleri var ve O’na aittir.

Sen o gemide bir dümenci neferisin. Vazifeni güzel gör, ücretini al, keyfine bak. O hayat sefinesi (hayat gemisi), ne kadar kıymetdar olduğunu ve ne kadar güzel faideler verdiğini ve o sefine (gemi) sahibi zatın, ne kadar Kerim ve Rahim olduğunu düşün. Mesrur (mutlu) ol ve şükret. Ve anla ki, vazifeni istikametle yaptığın vakit, o sefinenin verdiği bütün netaic (neticeler) bir cihetle senin defter-i â’mâline  (amel defteri) geçer. Sana bir hayat-ı bâkiyeyi temin eder. Seni ebedî ihya eder.

(MEKTUBAT, 240)

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.