KABE-İ MUAZZAMA İLE ŞEREFLENEN ŞEHİR MEKKE-İ MÜKERREME 

Yayınlama: 03.06.2025
Düzenleme: 01.06.2025 13:00
A+
A-

Yeryüzünde inşa edilen ilk mabet olan, Hacc’ın sebebi ve kıblegâhımız Kâbe-i Muazzama’yı sinesinde muhafaza eden Mekke-i Mükerreme dünyanın en Mukaddes şehridir.

Yaptığımız ibadetlerin ortak maksadı insanın yaratılış gayesini gösterir. Namaz ile güne, oruç ile yıla, Hac ile ömre mana katan ibadetler, Müslümana hiçbir anında yalnız olmadığını, Allahu Teâlâ’nın himayesinde bulunduğunu hatırlatır. Bir Müslümanın farz olan Hac ibadetini tam manasıyla yapabilmesi için haccın mekânlarını ve bu mekânlarda yapılacak amelleri çok iyi bilmesi gerekir. Hacı olmak için gelen Müslüman, Kabe-i Muazzama’yı tavaf edip diğer amelleri de yerli yerinde yaptıktan sonra, o civarda bulunan bazı mübarek mekânları da ziyaret etmelidir. Mekke-i Mükerreme’de ve Medine-i Münevvere’de bu mekânlar! Bütün hususiyetlerini muhafaza ederek günümüze kadar ulaşmıştır.

BATNIMEKKE VADİSİ

Mekke-i Mükerreme, Arap yarımadasının kuzeyinde denizden 280 metre yükseklikte, Batnımekke (Bekke) adı verilen bir vadi üzerinde kuruludur. Vadinin merkezinde Kâbe-i Muazzama yer alır. Doğusunda Ebû kubeys, batısında Kuaykıân, güneybatısında Sevr, kuzeydoğusunda Nur (Hira) ve Sebîr Dağları yer alır.

ŞEHİRLERİN ANASI 

Şehrin doğusundaki Safa ve Merve tepesi gibi Peygamber Efendimiz’in (sav) Milâdi 571 yılı Nisan ayının 20′ sine isabet eden Rebîul evvel ayının 12. pazartesi gecesi tan yeri ağarırken doğduğu ev, ilk vahyin indiği Hira Mağarası, hicret esnasında sığındıkları Sevr Mağarası bu mübarek beldenin Mukaddes mekanlarıdır.

Bunun yanında Mekke-i Mükerreme, sinesinde Ebû Kubeys Dağı, C Cennetü’l Muallâ, Cebel-i Rahme, Müzdelife, Mina gibi daha birçok hac ve ziyaret mekânı ile şereflenmiş bir şehirdir. Bütün bu hususiyetleriyle Mekke-i Mükerreme yeryüzü şehirlerinin anası hükmündedir.

MUKADDES BELDE MUKADDES MEKÂN 

Mescid-i Haram, Mekke-i Mükerreme’de ortasında Kâbe-i Muazzama’nın bulunduğu ve ayet-i kerimede “Kim oraya girerse Güven içinde olur.” (Âli İmran Sûresi, 97) diye bahsedilen müstesna bir ibadethanedir. Kâbe-i Muazzamanın etrafında tavaf yeri ve namaz kılmak için yapılan binalar ve sahalardan müteşekkil Mescid-i Haram içerisinde Mültezem-i Şerif, Hatim ve Hicr-i İsmail Hacer-ül Esved, Altınoluk, Makâm-ı İbrahim ve Zemzem Kuyusu yeryüzünde en Mukaddes yerlerdir.

Dünyanın en büyük mescidi olan bu mukaddes mekânın etrafında genişleyen Mekke-i Mükerreme şehri ise asırlar boyunca büyümesini ve genişlemesini sürdürmektedir.

YERYÜZÜNÜN MERKEZİ 

Mescid’i Haram’ın ortasında yer alan Kabe-i Muazzama, yeryüzünde inşa edilen ilk mabet olup haccın sebebi ve kıblegâhımızdır. Yeryüzünün merkezi olan Kabe-i Muazzama Beyt-i Mâmur’un hizasındadır. Hatta Beyt-i Mâmur’dan bir hat çekilse tam Kabe-i Muazzama’nın ortasına isabet eder. Bu Mukaddes beyte hürmet ve ta’zim ifadesi olarak Beytullah denilir. Beytullah’a Kâbe isminin verilmesinin sebebi ise dört köşe veya tek bir bina olmasındandır.

Kâbe-i Muazzama’nın yüksekliği 13 metre, Mültezem tarafından uzunluğu 12.84 metre, Hatîm tarafından uzunluğu 11.28 metre, Hâtim ve Rükn-i Yemânî arası 12.11 metre, Rükn-i Yemânî ile Hacerü’l Esved arası 12.52 metredir. Toplam alanı ise 145 metrekaredir. Kâbe-i Muazzama’nın doğudaki köşesine “Rükn-i Hacerü’l Esved” veya “Rükn-i Şarkî”, batı köşesine Rükn-i Şâmî”, güney köşesine “Rükn-i Yemânî”, kuzey köşesine de “Rükn-i Irak-î” denir.

KABE-İ MUAZZAMA’NIN İNŞASI

İlk olarak melekler tarafından inşa edilen Kâbe-i Muazzama bugüne kadar 10 defa yeniden elden geçirilmiştir. İlk insan ve Peygamber Hz. Âdem (as), sonra Hz.Şît (as), tarafından yapılan Kâbe-i Muazzama’nın, Hz. İbrahim (as) ve Hz.İsmail (as) tarafından duvarları harçla taştan örülmüştür.

Birisi şimdiki kapının yerinde, diğeri onun tam karşısında olmak üzere yer hizasına iki kapı konulmuş. Binanın üzeri açık bırakılıp ortasında da bir mahzen yapılmıştır.

Mekke-i Mükerreme’nin kurucu halkı sayılan Cürhümi kabilesi ve diğer pek çok kabileden sonra Kâbe-i Muazzama’yı koruma vazifesi Kureyş kabilesine geçmiştir. Peygamberimizin (sav) büyük dedesi Kusay bin Kilâp zamanında tamir edilen Kâbe-i Muazzama 605’te Kureyşliler tarafından yeniden inşa edilirken malzeme yetmediği için küçültülür.

Peygamber Efendimiz (sav), amcası Hz. Abbas (Ra) ile beraber bizzat bedenen çalışarak Kâbe-i Muazzama’nın bu yapılışına iştirak etmiş, bu esnada Hacerü’l Esvad yerine Zât-ı Şerifleri yerleştirmiştir.

Milâdi 684’te yıkılıp, tahrip olan Kâbe-i Muazzama’yı Hz.İbrahim (as) temellerini esas alarak Abdullah ibni Zübeyr (Ra) yeniden yaptırmış. Haccaç  İbni Yusuf es Sekafî ise Halife Merva’nın talimatıyla Milâdî 692’de Kabe-i Muazzama’nın bazı kısımlarını yeniden elden geçirmiştir.

BUGÜNKÜ KABE-İ MUAZZAMA OSMANLI BİNASI 

1630’daki sel baskınında duvarlarının ekserisi yıkılan Kâbe-i Muazzama, Osmanlı padişahı Sultan Murat Han tarafından Hacerü’l Esved köşesi hariç bütün duvarları temellerine kadar söktürülerek mevcut şekliyle yeniden yaptırılmıştır. Yağmur suları için de altın kaplamalı gümüşten bir oluk ilave edilmiştir.

Suûdlular zamanında da bazı tamiratlar yapılmıştır. 1958’de çatı ile iç duvarlarının Mermer kaplamaları, 1982’de de zemin mermerleri değiştirilmiş.

1996’da duvarların dış yüzlerindeki bazı taşlar numaralandırılıp sökülerek bozulan kısımlar düzeltilmiş ve direklerle zemin elden geçirilmiştir Günümüzde de Kâbe-i Muazzama’nın genişletilmeye çalışması devam etmektedir.

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.