GÜLE GÜLE GÜZEL İNSAN…

Yayınlama: 21.09.2025
A+
A-

İyi ki Allah’a inanıyoruz. İyi ki Cennet ve cehennem var. Yoksa iyi ve kötünün, iyilik ve kötülüğün bir farkı olmazdı!

50 yıl önce Komünizmin revaçta olduğu yıllarda ünlü bir ateist ölüm döşeğindeyken, yeryüzünde adalet sağlanamadığı, iyilik ve kötülük karşılıksız kalamayacağı için Adaletin sağlanacağı başka bir âlemin olması gerektiğine inandığını söylüyordu. Ateistler bile çaresiz kaldıkları bir afet, baş edemedikleri bir haksızlık ve çaresizlik esnasında Allah’ı hatırlar ve sığınma ihtiyacı hissederler.

Her insan doğru yaşama uygun hasletlerle tertemiz doğar. Ancak bu hasletleri yerinde kullanmadığında nefis ve çevresi bencillik, kibir, ırkçılık, ideoloji… Saptırmalarıyla kötülüğe yönelir. Birçok kötülüğün sebebi daha çok sahip olma ihtirasından kaynaklanır. Görünürde kazandığı sandığı birçok şey, hesabı gerektiren hak ihlalleri olur.

İnsan güçlendikçe, kendini güçlü sandıkça daha çok daha çok diye ihtirasa kapılır. Güçlendikçe kendini daha özel ve her şeyi kendi hakkı sanır. Zayıf ve güçsüz olanlar hadlerini bilir ve insani özelliklerini muhafaza ederler. Günümüze ve tarihe bakın, kendini güçlü sananların daha çok hak ihlallerinde bulunduğunu göreceksiniz.

Dünya imtihan yeri ve her şey imtihandır. Bu konularda “Engelli” kardeşlerimizin şanslı olduklarına inanıyorum. Evet hiç kimse engelli olmak istemez. Engelli kardeşlerimizin bazı sıkıntıları daha fazladır. Ama her engel, bizimle kötülük arasında bir set olduğu ve bu kardeşlerimiz için bazı kolaylık ve müjdelerin olduğu da bilinmelidir.

Neyimiz eksik ise, onun acısını duyar ve gidermeye çalışırız. Ama dünya geçici ve bunun sonunda, burada yaptıklarımızdan hesaba çekileceğimiz ebedi bir âlem var. Yaptığımız iyilik ve kötülüklerle İlahi mahkemeye çıkacağız. Bu dünyada yaptığımız her kötülük cehennemdeki ateşimizi gürleştirecektir. İşte “engelli” dediğimiz kardeşlerimizin gücü kısıtlı olduğundan, en az günah işleyen sınıf olduklarına inanıyorum.

Allah ‘engelli’ insanlarımıza önem vermiş ve bizim de onlara değer vermemizi istemiştir. Müslümanların çok zorda olduğu dönemde Mekke’nin ileri gelenleri resule gelerek konuşmak istemiş. Resul de belki ikna ederim, davetimi kabul ederler diye heyecanla anlatırken, ama olan bir sahabe resulden kendisiyle ilgilenmesini istemiş.

Sahabe zaten Müslüman ama Mekke’nin ileri gelenleri iman ederse, hem Mekke halkının çoğu Müslüman olur, hem de Müslümanlar baskılardan kurtulur ümidiyle resul Mekke aristokratlarıyla konuşmasına devam eder. Bu sebeple Allah, ama olan sahabeyle ilgilenmedi diye resulünü uyarır. Resul de engelli insanlarla ilgilenmeyi, destek olmayı tavsiye eder.

Allah çocukları çok sevdirmiş. Ama engelli olanların sevgisi çok daha özeldir. Engelli çocuğu olanlara sorun, hepsi de “engelli çocuğa olan sevginin çok daha fazla ve özel dolduğunu” söyleyecektir. İnancı pek de olmayan birinin çocuğunun engelli olduğunu duyduğumda teselli etmek istemiştim. Ama çocuklarına olan sevgisi ve kanaatkârlığı beni şaşırtmıştı. “Abe 2 çocuğum da engelli. Eşim benden de daha fazla çocuklara düşkün. Bizim bir şikâyetimiz yok. Bu çocukları kendimize bir hediye ve nimet biliyoruz” demişti. Ben onu teselli etmeye çalışırken, o bana moral vermişti. Evet, bu çocuklar anne ve babalarının imtihanı ve cennetleri olabilirler. Düşünün hem çocuğunuzu seveceksiniz, hem de hayır kazanacaksınız.

Bizim de böyle bir emanetimiz vardı. Fıtratını, çocukluk masumiyetini koruyan İbrahim’imiz, bütün ailenin GÜLÜ ve Moral kaynağıydı. Derdimiz, sıkıntımız ne olursa olsun, İbrahim’i gördüğümüzde, bütün sıkıntıları unutur, İbrahim’le hoş sohbetlere dalardık.

Biz ona moral vermeye çalışırken, O bize moral olurdu. Sevmeyeni yoktu. Sevgi ve saygısıyla, masumiyetiyle herkesin sevgisini kazanıyordu. 34 yıl boyunca anne ve babası bir bebek gibi onunla ilgilendiler, oyalandılar.

Ama her nefis gibi İbrahim’imiz de dünyadaki ömrünü tamamladı ve asıl yurduna gitti. Bütün hayatı göz önünde olan İbrahim’in masumiyetine şahidiz. Evet bizler acı duyuyoruz ve onu özlüyoruz. Ama İbrahim’in Allah tarafından cennetle ödüllendirildiğinden şüphemiz yok.

Mekanın Cennet Olsun Güzel Yeğenim…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.