ALLAH CANLILARI NİÇİN BASİTTEN YÜKSEK YAPILILARA DOĞRU YARATMIŞTIR?

Yayınlama: 03.09.2025
Düzenleme: 28.08.2025 20:21
A+
A-

Soru: ALLAH neden ilk önce bakterileri, sonra biraz daha karmaşık canlıları, daha sonra bitkileri ve bu şekilde basitten karmaşığa doğru gidecek şekilde canlıları yaratmıştır?”

Bunun en kısa cevabı: İmtihan sırrıdır. Allah hakîmdir. Yani, her yaptığı şeyde pek çok hikmet vardır. Hiçbir şey gelişigüzel değildir. Allah’ın yarattığı her şeyin mutlaka birden çok hikmeti, faydalı yönü ve anlamı vardır. İlmin ve âlimin görevi onların faydalarını ve hikmetlerini ortaya koymaktır.

Bir düşünelim; önce çok hücreli canlılar yaratılmış olsa, ortam onlar için uygun değil ki, o canlılar nasıl besin bulup yaşayacaktı? Denizlerin içinde tek hücreli mikroorganizmaların hayatları az besinle devam edebiliyordu. Onların çoğalmasıyla balıkların besinleri hazırlanıyordu.

Yerde toprak gelişmemiş ve mikroorganizma yoksa papatya nasıl yaşayacaktı? Çimenler olmadan koyun kuru dağ ve taşın içinde ne ile beslenecekti? Bitkiler ve hayvanlardan önce insan yaratılacak olsa idi, ne yiyecekti? Yavru dünyaya gelmeden Allah onların annelerinin göğsünde sütü hazır ettiği gibi, ilk yaratılışta da, her bir varlığın yaşaması için uygun ortam hazırlandı. O ortamda yaşayabilecek canlıları Allah meydana getirdi.

Allah (CC)  kâinatı ve içindeki varlıkları tedricen, yani kademe kademe yaratmıştır. Nitekim günümüzdeki yaratılış da böyle tedricendir. Mesela bir hücre olarak varlık âlemine gelen insanın, 9 ayda gelişmesi tamamlanmakta, tarlaya atılan bir buğday tanesinin gelişip olgunlaşması 9-10 ayı bulmaktadır.

Dünya imtihan yeri olduğu için Allah bütün varlıkların yaratılışını, zamana ve bir takım sebeplere bağlamıştır. İstese kudretiyle her şeyi bir anda yaratıp, yok edebilir. Ama hikmeti yani Hakîm ismi gereği dünyada böyle yaratmaktadır. Çünkü dünya imtihan dünyasıdır. Bazıları elma meyvesini ağaçtan bilerek o nimetleri tesadüfe vermekle imtihanı kaybedecek, bazıları da o meyvenin arkasında Allah’ın Kudret elini görüp ona şükretmekle imtihanı kazanacaktır.

YAKARIŞ

Yâ Rabbi, sıkışmış, çaresiz, yönsüz hissediyorum.

Dünyanın beni çağıran binlerce sesi, hayatın beni çeken binlerce rengi, yolların beni sürükleyen binlerce yönü var. Yolun ortasında değil, yolun kendisinde kayboldum. Yolumu bulmama yardım et. Beni kendine yönlendir. Bir yoldan, bir bakıştan, bir satırdan, bir iç çekişten tutup çek beni.

Sesim artık kelimelerin arasında değil, dilin kendisinde savruluyor. Beni karanlığın içinde “yapayalnız”, zamanın içinde “kaybolmuş”, gecenin içinde “çaresiz”, hayatın içinde “amaçsız”,  yarının içinde “bugünsüz”, varlığın içinde “yoksun” bırakma.

Ey gönlüme huzur veren Şefkat, her sabah yeni bir “neden”le uyanayım. Sahip olduklarımla değil, ait olduklarımla mana bulayım. Aldıklarımla değil, verdiklerimle anlam kazanayım. Anlamsızlıktan yoruldum. Beni bir acının ortasında “boşuna” hissiyle baş başa bırakma.

Cümlelerim çok oldu, cevabım eksik. Bilgim çok oldu, bilincim eksik. Hayallerim çok oldu, nedenlerim eksik. Ne olur, bir neden ver bana. Yürürken içimi titreten, düştüğümde beni kaldıran, ağlarken beni onaran bir neden.

Ey varlığıma anlam katan İzzet.

Beni kitapların içinde “harfsiz”,  bilginin içinde “hikmetsiz”, hakikatin içinde “gerçeksiz”,  inancın içinde “imansız”, duanın içinde “aminsiz” bırakma.

Ey Anlamın Sahibi,

Beni kendimden koru. En çok kendime yeniliyorum. Kendi boşluğumda kayboluyorum. İçimdeki boşlukla ne yapacağımı bilmiyorum. Mümkün değil dediklerime “mümkün” de..

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.