Bir nesne, tek bir hareketle iki farklı merkezin etrafında dönebilir mi? Fizik bilimi, başlangıçta, haklı olarak buna karşı çıkacaktır. Ancak hiyerarşik bir boyut kabul edip gezegenlerin hareketini bu boyuta göre tanımlarsak, imkansız denilen bu hadisenin aslında gerçekleşmekte olduğunu görebiliriz.
Ay, Dünya’nın etrafında döner. Ama aynı zamanda, Dünya ile birlikte Güneş’in etrafında da hareket eder. Ay, Dünya ve Güneş ise birlikte galaksi merkezinin etrafında dönmektedir.
Hepsinin kendi ekseni etrafındaki dönüşleri de hesaba katıldığında, çok boyutlu ve çok merkezli muazzam bir merasim ortaya çıkar.
Üstelik merkezi her değiştirdiğimizde, değişen sonsuz bir tefekkür alanı zihnimize ve gözlerimize açılır. Bu manada, Dünya üzerinde duran bir insan, Ay’ı, Güneş’i, yıldızları, yani tüm uzayı kendisinin çevresinde dönüyor gibi hissedebilir.
Dönme hareketi sadece fiziki olarak ele alınırsa, her insanın kendisini kâinatın merkezinde görmesi muhteşem bir ilizyon, bir göz aldanması olarak yorumlanabilir. Ancak bir tek insanın bile var olabilmesi için tüm varlıkların, hem ayrı ayrı hem birlikte yaptıkları hareketler ve birbirleriyle ilişkileri ile birlikte bugünkü haliyle var olması gerekir.
Dünya’nın Güneşten, Ay’ın Dünya’dan kopması, Dünya’ya çarpan ya da çarpmayan meteorlar gibi, bir tek insanın bile dünyaya gelmesi için gerekli, bilinen ya da bilinmeyen sayısız olay düşünüldüğünde, aklını doğru kullanan her insan kâinatın merkezinde olduğunu ve bütün kâinatın kendisinin çevresinde döndüğünü görebilir.
Üstelik bu durum ayrı ayrı her insan için geçerlidir. Yani kâinat zaman içerisinde sürekli değişen, bir kısmı ölüp yerine başkalarının doğduğu milyarlarca merkez etrafında, kendisi de sürekli değişip yenilenerek dönüp durmaktadır.
Tefekkürde derinleştikçe tüm hareketlerin ötesinde ve üzerinde bir hakikatin varlığı görünmeye başlar. Her şey sadece fiziki olarak değil, amaç ve hedef olarak da birçok merkezin etrafında hareket etmektedir. Mesela zaman sırası ile bakıldığında anne ve baba sebep, evlat ise neticedir.
Ama hikmet cihetinden bakıp evladı merkez yaparsak, onun dünyaya gelmesi için anne ve babanın varlığı gerekli olduğu için, evladı sebep, anne ve babayı netice olarak görebiliriz. Bunun fizikteki karşılığı birçok nesnenin aynı anda birbirlerinin etrafında dönmesi problemidir.
Kâinattaki faaliyetin önemli bir meyvesi ve gayesi hayattır. Bu manada kâinat hayatın etrafında dönmektedir. Hiyerarşik olarak hayat, etrafında dönen tüm fiziki âlemin merkezi olarak şuur ve iradenin, şuur ve irade de hayatla birlikte aklın hizmetindedir.
Fizik bilimi, nesnelerin hem birçok merkezin hem de birbirlerinin etrafında dönmesinin, tüm hareketlerin birlikte tek bir merkez etrafında gerçekleşmesiyle açıklar. Bu açıklama felsefe ve hikmet için de düşünülebilir.
Hikmet, önce tesadüfü reddeder. Bir şey hikmetli ise yani amacı varsa o tesadüf eseri değil, bir kasıt ve iradenin neticesidir. Hikmet ikinci olarak başıboşluğu reddeder. Başıboşluk amaçsızlık demektir ve hikmetin zıddıdır. Birçok şeyin her birinin çok sayıda hikmeti varsa ve bu hikmetler birbiriyle alakalı olarak birlikte cereyan ediyorsa, her şeyin tek bir ortak amaç için planlandığı, yaratıldığı ve yönetilmekte olduğu hakikati açık bir şekilde görülebilir.
Ben kâinatın merkeziyim diyen bir insan, bunun diğer insanlar için de geçerli olduğunu ve tüm insanların kâinatla birlikte bir merkez etrafında döndüğünü kabul etmek durumundadır.
Kendisini kâinatın yaratılış sebebi olarak gören insan; kendisini yaratanın, zamanın ve mekanın da yaratıcısı olduğunu bilir. Kâinatı onun hizmetine veren ilim, irade ve kudret sahibi Zâtı tanır ve kâinatla aynı amaç etrafında hareket edebilir.
Kâinattaki faaliyetin önemli bir meyvesi ve gayesi hayattır. Bu manada kâinat hayatın etrafında dönmektedir.
Hiyerarşik olarak hayat, etrafında dönen tüm fiziki âlemin merkezi olarak şuur ve iradenin, şuur ve irade de hayatla birlikte aklın hizmetindedir.