Yaz, doğanın en olgun, en verimli, en coşkulu mevsimidir.
Baharın nazlı uyanışının ardından gelen bu dönem, adeta doğanın kemale erdiği bir sayfayı temsil eder. Bu mevsimde birçok hikmete binaen göğün en yüksek tahtına yerleştirilmiş olan güneşin ışığı, sıcaklığı ve enerjisi en verimli şekilde yeryüzüne yansıtılır.
Güneş ışıkları daha dik açıyla düşer yeryüzüne ve günler uzar, toprak ısınır ve ekosistemler canlanır. Uzayan gün ışığı saatleri sayesinde bitkilerin daha fazla enerji üretmesi sağlanır.
Böylece ilkbaharda filizlenip çiçek açan bitkilerin tomurcukları yazın olgunluğunda meyveye dönüştürülür. Tarlalarda başaklar sararır, meyveler tatlanır ve tohumlar toprağa düşmeye hazırlanır.
Yaz mevsimi sadece toprak üzerindeki canlılar için değil, toprak altındaki varlıklar açısından da yoğun bir faaliyetin olduğu bir mevsimdir.
Toprağın ısınmasıyla birlikte yer altındaki mikroorganizma faaliyetleri de artar.
Hayvanlar içinde bu mevsim, bereketin ve hareketin zirvesidir. Arılar çiçeklerin özünü toplarken, kelebekler doğanın ince sanatında fırça darbeleri gibi süzülür. Hayvanlar âleminin anneleri, ilahi rahmetin eseri olarak onlara sunulan nimetlerden faydalanarak yavrularını büyütür.
Yaz, sucul dünyada da biyolojik çeşitliliğin zirveye ulaştığı bir mevsimdir. Suların ısınmasıyla birlikte birçok balık ve sucul canlının üreme döngüsü de hareketlenir.
YAZ OLMASAYDI NE OLURDU?
Eğer yaz mevsimi olmasaydı, yeryüzü sadece bir bahar ve kış döngüsüne mahkûm olurdu. Bu durumda bitkiler tam anlamıyla olgunlaşamazdı
İlkbaharda çiçek açan ve meyveye duran bitkilerin olgunlaşması için sıcaklığa ve uzun gün ışığı saatlerine ihtiyaç vardır. Eğer yaz olmasaydı, birçok tahıl ve meyve gelişemez ve dünya gıda üretimi büyük zarar görürdü.
HAYVANLAR BESİN KITLIĞI ÇEKERDİ
Yazın bereketi ile birçok canlının hayatta kalması sağlanır. Böcekler çiçeklerden nektar toplar, arılar bal üretir, kuşlar yavrularını besler, otçul hayvanlar yeşil bitkilerle beslenerek güçlü hale gelir. Bu nedenle yazın olmadığı bir dünyada, besin zinciri de ciddi şekilde zarar görürdü.
DENİZLERDE VE TATLI SULARDA EKOSİSTEM ZAYIFLARDI:
Yazın olmadığı bir dünyada denizler ve göller soğuk ve durağan kalır. Bu da sucul yaşamın üretkenliğini azaltırdı.
GÖÇMEN KUŞLARIN DÖNGÜSÜ BOZULURDU
Birçok kuş türü yaz aylarında üremek için sıcak bölgelere göç eder. Eğer yaz olmasaydı, göçmen kuşların bu döngüsü sekteye uğrar ve türlerin hayatta kalma şansı azalırdı.
İNSAN YAŞAMI VE KÜLTÜRÜ FARKLI OLURDU
İnsanlık tarihine baktığımızda, tarımsal üretimin yaz aylarında doruğa ulaşması medeniyetlerin şekillenmesinde büyük bir rol oynamıştır. Eğer yaz mevsimi olmasaydı, tarımsal üretim daha sınırlı olur ve insan nüfusu büyük ölçüde azalırdı.
YAZ, BİR HASAT VE FARKINDALIK MEVSİMİDİR
Yaz mevsimi doğanın sadece sıcak günlerinden ibaret değildir. Yaz aynı zamanda baharda pişirilen nimetlerin yazın olgunlaştırılıp canlılara sunulduğu bir şükür ve hasat mevsimidir. Bu mevsimde bitkiler meyveye durur, toprak bereketlenir ve sayısız canlı rızkına kavuşur.
Yani Allah’ın Rezzak (Rızık veren) isminin en parlak şekilde tecelli ettiği bir dönemdir. Bu nedenledir ki yaz mevsimi, Allah’ın kudret ve rahmetinin en açık şekilde görüldüğü bir mevsimdir.
Yaz mevsimi, Yaratıcının nice nimetlerini yeryüzünde sergilediği bir dönemdir.
Özellikle rızkın bolluğu, rahmetin tecellisi ve hikmetli yaratılışın delilleri açısından önemli bir tefekkür mevsimidir. Göz alabildiğine uzanan ekinler, dalında olgunlaşan meyveler bizlere sahip olduklarımızın kıymetini bilmemiz gerektiğini hatırlatır.
Tüm sonsuz nimetler, insanın şükran duygusunu pekiştirir ve şükrün anlamını daha derinden kavramasına vesile olur. Çünkü bereket sadece sofralarda değil, gözlerimizle gördüğümüz her detayda, içimize çektiğimiz kokuda ve Yaradan’ın bize sunduğu her mucizede saklıdır.
Yaz, tabiatın dışa taştığı ama insanın içe döndüğü bir mevsimdir…