MANEVİ DÜNYAMIZ İÇİN ACİL EYLEM PLANI

Yayınlama: 08.10.2025
A+
A-

Rahmetli Osman Demirci Hoca, hastanede ziyaret ettiği ve trafik kazası geçirmiş olan bir tanıdığına “Nasılsın?” diye sormuş. Tanıdığı; başı sarılı, kolu, bacağı ve birçok yeri kırık olmasına rağmen “İyiyim” cevabını verince Hoca içinden şöyle geçirmiş: “Neresi iyi ki? Başı sarılı, etrafını göremiyor, kolu bacağı kırık, ne tutabiliyor ne de yürüyebiliyor…” Demirci Hoca, bu olayı aktardıktan sonra sözlerine şöyle devam etmişti: “Aynı soruyu bir başka kardeşime yönetimde, o da ‘iyiyim’ diyor. Oysa harama bulaşıyor, bunun hesabını düşünmüyor; günahlara dalıyor, vebalini görmüyor; gaflet içinde ahireti … Sen iyi değilsin. Vahim bir durumdasın kardeşim…”

Manevi dünyamız ne kadar sağlamsa, maddi dünyamız da o kadar güvenlidir. Aslında maddi dünyamıza şekillendiren, hayatımızı yönlendiren, hal ve hareketlerimizi belirleyen manevi durumumuzdur.

Dost acı söyler demişler. Rahmetli de o sohbetinde dost sesiyle, yolumuzun üzerindeki göremediğimiz çukuru hatırlatmak istemişti. Nitekim Kur’an’da da peygamberlerin görevi iki kelimeyle özetlenir: “Müjdeleyen ve uyaran.”

Birbirimize ihtiyacımız var. Dost sesimize olduğu kadar, uyaran, nasihat eden şefkatli sesimize de muhtacız. Hakikatte biz insanlar; bir yandan ümidi, bir yandan da uyarının sesi olmamız lazım. Maddi dünyamız manevi hayatımıza bağlı. Maneviyatımız ne kadar sağlamsa, maddi dünyamız da o kadar güvenli olur. Maddi hayatımızın gerçek sigortası, manevi hayatımızdır… Manevi hava bozulursa, maddi havayı da zehirler…

Aslında bu gerçeği çok yaşar ve biliriz. Mesela birisi bir iş yeri açsa, fakat müşterilerini aldatsa, adaletsiz davransa, yalan söylese; manevi alandaki bu bozukluk maddi tarafı da bozar ve o yatırım yerle bir olur.

Manevi dünyamız ne kadar sağlamsa, maddi dünyamız da o kadar güvenlidir. Aslında maddi dünyamızı şekillendiren, hayatımızı yönlendiren, hal ve hareketlerimizi belirleyen manevi durumumuzdur. Şu an mesela batıda, akıl dünyasında bazı hakikatler netleşen ve itikadını düzeltip Müslüman olan binlerce insanın, manevi hayatı değişince maddi hayatları da değişiyor. Yedikleri içtikleri, giydikleri, gezdikleri, konuştukları her şey değişiyor. Belki işleri ve yaşadıkları yerler bile değişiyor. Yani dışımız, içimize göre değişiyor ve şekilleniyor.

Zaten Rabbimizin de “kalbimize bakması” ve gerek Yüce Kelâmı Kur’an’la gerekse Hikmetli Elçisi Hz. Muhammed (ASM) ile kalplerimize ve akıllarımıza hitap etmesi bundan dolayı değil mi?

Bizi biz yapan da, bizi ayakta ve güvende tutacak olan da manevi dünyamız. Bu öneminden dolayı, deprem için bir defa acil eylem planı yapıyorsak, manevi dünyamız için bin defa acil eylem planı yapmamız gerekmez mi? Çünkü biri, zaten fani ve süresi belirli olan bu dünya hayatımız için, diğeri ise ebedi hayatımızı şekillendirdiği için…

****

Bu satırları yazarken, yine güzel bir insan rahmetli Hüsamettin Canan’dan aktarılan bir hatıra akla geldi. İş yaptığı bir esnafın fındık bahçesi de varmış. O yıl fındık rekoltesi düşük olunca esnaf arkadaşına bunun sebebini sormuş. Aldığı cevaptaki samimiyet ve açık sözlülük karşısında çok etkilendiğini belirterek bu hatırayı heyecanla aktarmıştı. Esnaf şöyle demiş: “Hata ettim, günahlara battım; günahlarım da fındığın boğazını sıktı, bereketini kesti, sebebi budur.”

Şairin dediği gibi, “Önce ekmekler bozuldu, sonra her şey…”

İş hayatımız, ticaretimiz, eğitim hayatımız, toplumsal ve aile ilişkilerimiz; toptan ve gerçekçi acil eylem planına ihtiyaç duyuyor. Bu alanlardaki eksiklikler, hatalar, ahlak dışı tutumlar, sadece ahirete değil, dünyaya dair de neyimiz varsa hepsini tehdit ediyor. Acaba yalanların, zulümlerin, haksız kazançların, kul hakkı ihlallerinin, şükürsüzlüğün, iş ahlâkından yoksunluğun ve tüm bunlardan doğan ahların bir bedeli, bir yansıması olmayacak mı sanıyoruz?

İşte bu yüzden maneviyatımız için acil eylem planı yapmalıyız. Depremle yıkılma ihtimali olan binalardan daha tehlikelisi; ebedi hayatımızı ezip mahvedecek olan manevi hayatımızdaki problemlerimiz.

Allah Resulü’nün (ASM) hayata dair şu sözüyle yazımızı bitirelim: “Gerçek hayat ahiret hayatıdır.”

Öyleyse gerçek hayatımız için de eylem planımızı ihmal etmeyelim.

Maneviyatımız için acil eylem planı yapmalıyız. Depremle yıkılma ihtimali olan binalardan daha tehlikelisi; ebedi hayatımızı ezip mahvedecek olan manevi hayatımızdaki problemlerimiz.

Netice itibarıyla insan; her yerde, her zaman, her koşulda ve her ortamda daima dürüst olmalıdır.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.