KEŞFEDİLMEYİ BEKLEYEN DEFİNELERDEN ÜZÜM ÇEKİRDEĞİ 

Yayınlama: 26.09.2025
A+
A-

Üzüm Meyvesi, neredeyse insanlık tarihi boyunca bir vitamin ve mineral deposu olarak kullanmıştır. Son zamanlarda yapılan bilimsel çalışmalarda, üzüm çekirdeğinin önemli bir besin deposu ve şifa kaynağı olduğunu ortaya çıkarmıştır. Üzüm çekirdeğinin antosiyanidinler ve proteinlerce zengin olması sebebiyle son zamanlarda standart üzüm çekirdeği ekstraktları hazırlanmış ve beslenme alanında bir fonksiyonel gıda ve tıp alanında önemli bir takviye (Suplement) olarak değerlendirilmeye başlanmıştır.

Üzüm çekirdeğinin bu zengin içeriği, bilimsel araştırmalara konu olmuş ve bu çalışmalar sonucunda üzüm çekirdeğinin önemi yavaş yavaş ortaya çıkarılmaya başlanmıştır. Etkinliğini artırmak için üzüm çekirdeğinin standart sıvı ekstreleri (GSE) hazırlanmış ve bu ürünler gıda takviyeleri  (suplement) olarak market ve eczane raflarında yerini almıştır.

Uzun süren laboratuvar ve deney hayvanları çalışmaları sonucunda, üzüm çekirdeği standart sıvı ekstrelerinin (GSE),  koruyucu hekimlikte kanserle mücadele potansiyelinin  C vitamininden 20 kat ve E vitamininden 50 kat daha fazla olduğu ve bu destek ürünlerinin düzenli kullanılması ile KANSER ve KALP DAMAR hastalık risklerinin büyük oranda azaldığı ortaya çıkarılmıştır.

Ayrıca üzüm çekirdeği standart sıvı ekstrelerinin kan glikoz seviyesinin düşünülmesine yardımcı olduğu ve aynı zamanda demir eksikliği ve demir emilim eksikliğinden kaynaklanan kansızlık (anemi) ve ferrit’in eksikliği tedavisinde etkili olduğu bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir.

Ayrıca standart ekstreler ile doku hücreleri üzerinde yapılan bilimsel çalışmalarla, üzüm çekirdeği ekstreleri  (GSE), hem tümör oluşumunu önlediği hem de tümör hücrelerinin çoğalmasını durdurmaya yardımcı olduğu gösterilmiştir.

Yine üzüm çekirdeğinin standart ekstrelerinin, kronik damar yetmezliği ve kalp kapakçık bozulması gibi kalp-damar hastalıklarında tedaviye destek olduğu bilimsel çalışmalarda ortaya çıkarılmıştır.

Aynı şekilde bu bilimsel çalışmalarda; standart üzüm çekirdeği ekstrallerinin, safra kanalı tıkanması ile başlayan karaciğer sertleşmesi tedavisine de katkı sağladı tespit edilmiştir.

Yine üzüm çekirdeği ekstrelerinin, laboratuvar çalışmalarında güçlü mikrop öldürücü özelliği ile insanlarda hastalık yapan bakteri ve mantarlara karşı büyük oranda antibakteriyel ve antifungal etkiye sahip oldukları gösterilmiştir.

Yine bilimsel çalışmalarda üzüm çekirdeği standart sıvı ekstrelerinin, beyindeki düşük molekül ağırlıklı protein miktarını azaltarak Alzheimer tedavisine yardımcı oldu gösterilmiştir.

Standart üzüm çekirdeği ekstrelerinin, bilimsel çalışmalarda menopoz sonrası kadınlarda cildin durumunu, sıkılığını ve yapısına iyileştirmeye yardımcı olduğu bulunmuştur.

Üzüm çekirdeği ekstrelerindeki antosiyaninlerin, dokuları tahrip eden radikal maddelerin oluşumunu engellediği ve doku harabiyeti sonucu oluşan ödem ve iltihapların dağıtılmasına yardımcı olduğu görülmüştür.

Şimdi üzüm mevsimi olması hesabıyla üzüm yediğimiz zaman, çekirdeğini kesinlikle  atmayalım. Ağzımızda öğütüp yiyelim o zaman vücudumuz faydasını alacaktır.

Üzüm çekirdeği ile ilgili yapılan çalışmalar, denizden bir damla gibi birkaç örnekten ibarettir. “Yeryüzünde her derde bir deva saklıdır; arayınız, bulunuz.” gerçeği ile ifade edilen yolun daha başındayız. Hala üzüm çekirdeğinin keşfedilmeyi bekleyen birçok özelliği ve yapılması gereken birçok laboratuvar, deney hayvanları ve poliklinik çalışmalar var.

Rabbimiz Eşref-i Mahlukat olan insan için, her şeyi musahhar etmiş. Bütün güzellikleri onun için yaratmıştır. Allah’a ne kadar şükretsek ve hamd etsek yeridir ve azdır.

Bu çalışmaların gecikmeden yapılması ve üzüm çekirdeği ekstrelerinin birçok hastalık için alternatif çözüm olması dileklerimle…

Sağlıcakla kalınız..

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.