İFRAT, TEFRİT, İTİDAL

Yayınlama: 01.12.2025
Düzenleme: 27.11.2025 22:30
A+
A-

Dinde aşırılık olur mu gerçekten? Ne demek bu? Normali falan vardır herhalde.

Manası söyleyenin niyetine göre değişen tuhaf bir tabir. Ben sana “İTİDAL” terimini anlatayım. Bunu anlarsan aşırılık olur mu, olmaz mı, onu da anlarsın.

İTİDAL,  istikameti muhafaza etmek, dengeli davranmak, aşırılıklardan uzak durmak, ılımlı olmak gibi manalara geliyor. Adaletle aynı kabileden bir kelime.

İtidallı olana “MUTEDİL” denir. İtidal’den ayrılan ya ifrat eder ya tefrit. İfrat, artı aşırılık yani normalin üst seviyesi demek. tefrit ise, eksi aşırılık yani normalin alt seviyesi anlamında. Bize gereken ise, vasat. Vasat, olması gereken demek.

Mutedil insan, yapması gereken işlerini layıkıyla yaparken kulluğunu unutmayan, her eylemini yaratıcının rızası için, sonsuzluk yurdunda bir karşılığı olduğunu bilerek yapan insandır.

Bunu bir misalle anlatalım…

Diyelim yemek pişiriyorsun. Tencereye atman gereken tuz miktarı bir kaşık. Yarım kaşık atarsan tefrit olur. İki kaşık atarsan ifrat olur. Fazlası da, azı da tadı bozar. Mutedil yani vasat olanı ise bir kaşık atmaktır.

İslam bizden her hususta itidali, istikameti ve vasatı ister. Bunun adı müstakim sırattır, dostdoğru yoldur.

Her Fatiha okuyuşumuzla “Bizi müstakim yola hidayet eyle” diyerek Rabbimizden istikameti, itidali, vasatı talep ediyoruz.

İnanışta, kullukta, yaşayışta itidal üzere olmak isteyen mümin, Kitap ve Sünnete göre hareket etmeli, mizansız gitmemeli.

Emir ve nehiyde ilâhi sınırları gözetmeli,  aşırılıklardan sakınmalı, kafasına göre ölçüler uydurmamalı.

Peygamberimiz, ifrat ve tefrite göz yummamış, itidalli davranmayanları uyarmıştır. Bunun pek çok örnekleri var. Bazılarını nakledeyim.

Peygamberimizin güzide sahabelerinden Abdullah İbn  Amr Radıyallahu anh anlatıyor: “Ben Kur’an’ı her gece baştan sona okurdum. Resulullah bana bunu sordu.

“Evet” dedim.

‘Baştan sona ayda bir oku’ dedi.”

Her gece namaz kılıp her gün oruç tutan aynı sahabesine “Öyle yaparsan muhakkak gözlerin zayıflar, nefsin çöker.  Nefsinin hakkı olduğu gibi ailenin de hakkı vardır. Bazen oruç tut, bazen de tutma. Hem namaz kıl hem de uyu” diyerek itidal dersi verir.

Burada sözü edilen oruç ve namaz ‘nafile’ kısmındandır. Yani gönüllü yapılan ibadetler den…

Sehl Radıyallahu anh da şu hadisi rivayet ediyor: “Kendinizi fazla zorlamayın! Sizden önceki ümmetler kendilerini zorlayıp sıkıntıya soktular da bu yüzden eriyip tükendiler. Onların kalıntılarını ancak manastırlarda bulursunuz.”

İstikametin, itidalin parlak bir timsali olan Efendimizin şu veciz sözü de ne kadar güzeldir:

“İşlerin en hayırlısı vasat olanıdır.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.