GÖNÜL DİLİ…

Yayınlama: 16.07.2025
A+
A-

Eşine “Çirkin karı!”  diyen adam tazminat ödemeye mahkum edilmişti. Hatırlarsanız. Geçen yıllarda da eşine “Sen adam mısın?!” diyen kadın ceza almıştı.

Güzel kararlar ama keşke iş buraya kadar gelmeden hallolsa ya…

Mesela; Adamlar müşteri hizmetlerindeki kadın ile konuştukları incelikle eşleri ile de konuşsa. Bankadaki kadın çalışanın yanında kibarlaştığı kadar, eşlerine karşı da aynı hassasiyeti taşısa. Sosyal medyada taktıkları maskeler aslında gerçek yüzleri olsa. Dünyada bir eşi kalmış gibi ona özel hissettirse. Başkalarına gösterdikleri sabrı eve gelince de gösterebilse.

Mesela; Kadınlar saatlerce süslenip çıktıkları gezmelerde olduğu gibi evlerinde de bakımlı olsa. O kokular başkaları için değil de eşleri için sıkılsa. Misafire kurulan özenli sofralar, aileler için de hazırlansa. İlgi denen şeyin sadece kadına gösterilen bir şey olduğuna inanmaktan vazgeçse. İltifat denen şeyden erkeklerin de en az kendileri kadar hoşlandığını kabul etse. Eşini överken cimrilik etmese.

Değil mi?.. Bizim ciddi ciddi kendimizi anlatamama ve anlatılanları anlayamama problemimiz olduğunu düşünüyorum.

Ama maalesef bazen işler şuraya kadar gelebiliyor işte.

Üslupsuzluğu uyardığında da “İyi de ben yalan söylemiyorum ki gelsin yüzüne de söylerim” Gerçek olan bir şeyi yaptıkları için, doğru bir şey yaptıklarına inanıyor bunlar. Bir adam karısının ne kadar güzel bir bedene sahip olduğundan bahsetse mesela, söylediği şey doğru olsa bile yaptığı şey doğru değildir. Bir insan dedikodu yapsa mesela, söyledikleri gerçek olduğu için adı dedikodu olur. Gerçek bir şey her zaman doğru bir şey değildir. Her doğruyu her yerde söylemek doğru değildir. Bu mesele de buna benziyor. Doğru bir şey yanlış bir şekilde söylenildiğinde işler hep daha kötüye gidiyor.

İnsanın başına ne geliyorsa en çok dili yüzünden gelmiyor mu cidden ya? Geçmişime dönüp bakıyorum. Başıma ne kötülük geldiyse ya da ne iyilik bulduysam bir şekilde dilimi yanlış ya da doğru  kullanmamdan kaynaklanmış. Bazen kapıları açmışım dil anahtarı ile. Bazen kuyunun dibinde tek başıma kalmış ve yine oradan dilimi tutunca kurtulmuşum.

İngilizce, Arapça kolay…

Gönül dilini kaçımız ana dili gibi konuşuyoruz ve buna ne kadar hevesliyiz ki?

“Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.”

Atasözünü hatırlayalım.

Karşımızdaki kişilerle konuştuğumuzda ‘Kavlu leyin’ (Yumuşak dil, yumuşak üslup) ile konuşursak daha isabetli ve etkili olur.

AİLE ÖYKÜSÜ DİLEĞİM

Dinlediğim şu öykü beni derinden etkiledi.

Bir öğretmen, evinde öğrencilerinin ödevlerini kontrol ediyordu. Kocası da işten gelmiş ve bir köşede cep telefonuyla meşguldü.

Biraz geçmişti ki, öğretmen elindeki ödev kağıdına bakarken ağlamaya başladı. Kocası:

“Ne oldu?” diye sordu.

Eşi, “Dün öğrencilerime ‘Dileğim’ konulu bir şeyler yazmaları için ödev vermiştim” dedi ve tamamladı. “Bu kağıttaki cümleler…”

Kocası meraklanmıştı. “Ne yazıyor ki seni ağlattı?”

Öğretmen eşi. “Şunlar” dedi ve okumaya başladı:

“Benim dileğim akıllı telefon olmak. Çünkü annem ve babam akıllı telefonlarını çok seviyorlar. Telefonlarına bakarken benimle ilgilenmeyi bile unutuyorlar. Babam ofisten yorgun da gelse telefonuna vakit ayırıyor ama bana ayıramıyor. Telefonları çaldığında, hemen bakıyorlar ama ben bir şey söylediğimde o kadar önem vermiyorlar. Onlarla oyun oynamak istiyorum ama benimle değil akıllı telefonlarıyla oynuyorlar. İşte bunun için ben akıllı telefon olmak isterdim.”

Kocası da duygulanmıştı. “Kim yazmış bunu çok yazık?” diye sorduğunda ise aldığı cevap dinlediği yazıdan çok daha etkileyici idi: “Oğlumuz!..”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.