Bir pencere aralanır bir bayrak dalgalanır bir anne evladından bayrak inmesin diye ayrılır..
“Vatan sağolsun” ne derin, ne metanetli bir ifadedir, teslimiyettir.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim.
Yine bir sabah, güneş doğmadan önce kapkara bir haber düştü içimize. Yine evlere sessizlik çöktü, anaların gözyaşı yüreğimize aktı. Pençe-Kilit Harekâtı bölgesinde 12 vatan evladımızı şehit verdik.
12 fidan… 12 yiğit… 12 sessiz kahraman…
“Ne için yaşarsan, onu örterler üzerine.”
İsimler değişiyor, tarih değişiyor, memleketler değişiyor ancak şehit evleri hiç değişmiyor.
Her biri farklı bir şehirden, farklı bir hayattan, farklı bir düşten geldi. Kimi nişanlıydı, kimi yeni evlenmişti.
Kiminin annesi sabah ezanından önce kalkıp oğluna dua ediyordu, kiminin küçük kardeşi abisinin iznini bekliyordu dört gözle. Şimdi ise onların isimleri artık hep birlikte okunacak. Onların hikâyesi, bu milletin ortak acısı oldu.
Kuzey Irak’ın sarp dağlarında, karla karışık dumanlı vadilerinde, bir avuç vatan toprağını terör belasından temizlemek için oradaydılar. Onlar bu milletin yüreğindeki kararlılığın, inadın ve direncin ta kendisiydi. Onlar orada biz rahat uyuyalım diye savaşıyorlardı.
Ama bu acıya alışamayız. Alışmamalıyız da. Her şehit haberinde içimizden bir parça daha eksiliyor. Her acıda bir kez daha soruyoruz: “Daha kaç evladımızı toprağa vermeden bu alçaklık sona erecek?”
Bir yanda vatanın bekası için gözünü kırpmadan can veren evlatlar, diğer yanda koltuklarında oturup olup biteni sadece izleyenler… Sessizlik, çoğu zaman suç ortaklığına dönüşür. Bu yüzden herkesin artık daha yüksek sesle konuşması, terörün karşısında tek yürek olması gerekiyor.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralı askerlerimize acil şifa, ailelerine ve yüce milletimize başsağlığı diliyorum. Bu acının tarifi yok. Ama şunu biliyoruz ki; bu topraklar onların kanıyla sulandıkça, bu millet asla diz çökmez.
Şehit haberi vermeyen Türkiye..
Herkesin birbiriyle kardeş olduğu Türkiye..
Yüreklerin yanmadığı Türkiye..
Cinayetlerin işlenmediği Türkiye..
Kadın ve çocukların ölüm korkusunun olmadığı bir Türkiye..
Çok mu?
Prof. Dr. Tufan Gündüz hocamız bir yayınında şöyle demişti;
“Devleti için hiçbir şeyini feda etmemiş olan insanlar, devleti için oğlunu, kızını, kardeşini şehit vermiş olan insanları anlayamazlar!”
Hakikaten öyle.
Ve unutmadan;
“Şerefle bitirilmesi gereken en ağır görev hayattır.”
Allah’ım hepinizi Cennetiyle Cemaliyle şereflendirsin.. Âmin.
Ruhları şad olsun.
Unutmayacağız…