1960 yılında Midyat’ta dünyaya gözlerini açmış ve eğitime ömrünün 40 senesini adayan birinden bahsedeceğim sizlere…
Dile kolay 40 sene. Hani bazen deriz ya “şerefli ve izzetli bir yaşam” diye, işte aynen öyle!
Bir sosyal bilimci olarak matematik dersi ile hiçbir zaman barışık olmadım, belki de iyi bir matematik öğretmenim olmamıştı, belki de ben anlamak için yeterli çabayı göstermemiştim, bilmiyorum…
Ama çocukluğumdan bu yana ismi hanemizden ve bulunduğumuz şehirlerden eksik olmayan bir matematik öğretmeni vardı. İyilik ve güzellikle anılan, asude bir yaşam süren Davut Hoca, Davut Ayan…
Benim için ise daimi hatırı tutulacak olan Davut amca.
Kendimi bildiğim andan itibaren insanları izlemeye başladığımı fark ettim, çoğunu hafızama kaydettim, çoğunu yazdım, birçoğunu ise sır gibi sakladım.
Kimsenin bilmediği bir şeydi bu huyum.
Belki de bir gün sır gibi sakladığım o insanları yazacaktım, zamanı gelmeliydi ve nitekim zamanı da geldi.
Davut hocanın da artık yazılması gerekiyordu, hafızalardan silinmeyeceği gibi köşe yazılarında da yer almalıydı.
Çünkü “söz uçar, yazı kalırdı.”
İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimini Batman’da tamamlamış hemen ardından ise Dicle Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Matematik Anabilim Dalı’nda lisans eğitimini almış.
Tabii eğitim şart, peki ya sonra?
Sonrası ise rakamlar ve insanların harmanlandığı bir yaşam…
Batman’da çeşitli kurum ve dershanelerde görev almış her gittiği yerde ise hoş bir sada bırakarak veda etmiş. Tıpkı Baki’nin de dediği gibi;
“Âvâzeyi bu âleme Davud gibi sal
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş”
Eğitime ve insana önem veren, hayatında bunu değer bilip düstur edinen insanlara karşı hayranlığım her zaman ayrı bir noktada… Başka, bambaşka.
Davut Hoca’yı anlatmak niyetim, lakin sözüm onun gibi olan tüm meslektaşlarıma…
Her öğretmen bir izdir, her iz bir dokunuştur, her dokunuş bir varoluştur.
Bir öğretmen öğrenci için ne ifade eder? Bir öğrenci öğretmeni için ne ifade eder? İşte tüm bu soruların cevabı aslında o varoluşta gizlidir. Öğretmenler, öğrencilerin gelecekleriyle ilgili sığındıkları tek gerçek limandır. Ve bu limanda sabır, sadakat ve zaman kaçınılmazdır. Kimisi disiplin anlayışıyla, kimisi dostane yaklaşımıyla, kimisi güler yüzlü duruşu ile örnek olur.
asıl olursa olsun öğrencilerinin kalbini daima doldurmayı başarırlar…
Öyle zamanlar olur ki bazen, öğrenciler anne babalarına anlatamadıkları sevinçlerini, dertlerini koşarak onlara anlatırlar.
Bilirler ki ektikleri o çiçeği diktikleri o muazzam fidana en güzel can suyunu öğretmenler verirler.
Zaten öğretmenler değil midir bizim hayatımızın başlangıç kapısını açan, bitişini yönlendiren?
Hayata dair ne varsa, her şey öğretmen de gizlidir öğrencileri için.
Saymakla bitmez bütün süslü kelimeler kifayetsiz kalır…
Her öğretmen bir iz, her öğretmen bir anı ve Davut Hoca’da bu kıymetlilerden bir tanesi…
Yolunuz açık, daim ve kaim olsun Davut Hoca.
Dokunduğunuz her öğrencinin, verdiğiniz her emeğin ecrini Allah iki cihanda nasip eylesin ve aziz kılsın.