HAC ARAFAT’TIR-2

Yayınlama: 02.06.2025
Düzenleme: 01.06.2025 12:56
A+
A-

İhram’a da değinmeden olmaz. Çünkü kul, o mekânlarda şu hatıraları deneyimlerken kıyafet olarak üzerinde yalnızca iki parça bez taşır. Kefeni temsil eden ihram, her türlü kaygıdan, telaştan, kibirden ve ayrıcalıktan sıyrılmanın da sembolüdür.

Kişi onun içinde salt bir yaratılmıştan ibarettir. Bir sinek, bir ot parçası, bir haşerat, vücudundaki bir tüy, gökyüzündeki bir yıldız misali… Tüm bunlara hükmeden bir halife değildir. Çünkü Rabbin ihtişamlı huzurundadır. Orada her şeyi Rabbine ait kılarak yaşamalıdır. Zaten ihram, helal olan bazı şeyleri de kendine haram kılmaktır. Yapmamaktı. O bir edeptir, edebi takınmaktır!

Rabbin huzurundasın insan! Sultan-ı Ezel ve ebedin huzurundasın ey kul! Edebini takın, nefsini bırak. Küstahlığını, nankörlüğünü ayaklarının altına al. Sen bir varlıktan, basit bir varlıktan ibaretsin. Şu makamda, yaratılmışlık bakımından bir sinekten daha yüce değilsin! İdrak et, kendini terk et ve Rabbine bu hâl içinde yaklaş!

İşte budur ihram.

VE HAC ARAFAT’TIR

Ama Hac bu kadar da değildir. İslam ümmetinin, dünyevi hayatı açısından da büyük bir öneme haizdir. Hac, Müslüman halklarda, imana ve İslam’a dayalı kardeşlik bilincinin oluşması ve beslenmesi açısından büyük bir göreve sahiptir. Hac ve onun içindeki ibadetler (menâsik) aynı zamanda kardeşliğin; siyah derinin ak deriyle, Sarı tenlinin kırmızı benizliyle ırk, dil, kültür ve coğrafyanın ötesinde bir yerde buluşmasının tesisidir.

Mevlâna’nın “Hem-dilî ez hem zebanî bihter-est” (Gönül birlikteliği dil birlikteliğinin çok üstündedir) dediği zeminde bir bütün olmanın sağlanmasıdır. Biri diğerinin varlığını yemekle beslenen ırkçılığın, menfi milliyetçiliğin, kan ve ariyet üstünlüğünün; yani yeryüzündeki tüm savaş, talan, zulüm ve öfke patlamalarının kaynağı olan şu hâlleri kökten silmenin pratiğini yapmaktır.

Hatırlayın, Peygamberimiz (sav) “Hac, Arafat’tır.” buyurmuştur. Arafat, insanların karşılıklı bilişmesi, tanışması demektir. Sevginin kaynağı bilişmektir. İnsan tanımadığının düşmanıdır zira…İnsanlar tanıştıkları, biliştikleri zaman, görecekler ki, siyah, ak tenliden daha değersiz; sarı, kırmızı benizliden daha değerli değildir. İnsan insandır.

Dillerin, dinlerin, kültürlerin üzerimize giydirdiği katmanları yırtıp attığımızda, altından hepimizin müştereği olan insanlık ve onun yüreğindeki sevgi çıkar.

Hz. Peygamber (sav) “Hac Arafat’tır.” derken tam da bunu kastetmiştir. Ey insanlar; tanışın, bilişin, yaklaşın, göreceksiniz ki aynı vücudun parçaları, aynı canın tezahürlerisiniz!

Müslümanlar Haccı ve onun içindeki tüm bu manaları ihmal ettiğinde birbirini bilemez; birbirini bilemediğinde ise aynı ümmetin mensupları olarak birbiri için kaygılanmayı, birbiri için telaş etmeyi bırakır.

Hac terk edildiğinde İslam yurtları ve halkları, ecnebi bayraklar altında uzun hicret dönemleri geçirirler ve nitekim de geçirdiler. Ama görüyoruz ki Ümmet Hac ve ondaki manaları yeniden yüklüyor. O yüzden de umutlanmaya hakkımız var ki bu coğrafya ve tüm dünya yeniden Cennet-âsâ bir zemin olacak…

“Hac Arafat’tır.” hadisini; birbirimizi bilme, insan olma müştereğinde buluşarak tüm insanların acısını hissetme manasında algıladığımızda yeryüzünde de adalet ve umut çiçekleri açacak demektir. Allah (c.c) kullarının kalbine nazar eder zira.

Orada birbirini bilmeye, muhabbete ve sevgiye yer açıldığını gördüğünde o da kuluna muhabbetini indirecektir. İşte hac insanda  şu yüksek hasletlerin yeşertilip beslenmesi için kullara emredilmiş bir ibadettir. Ne mutlu bunu idrak edene!

MAKAM-I İBRAHİM 

Kabe-i  Muazzama’nın inşası sırasında Hz. İbrahim’in (a.s)  üzerine çıkıp duvar ördüğü ve üstünde insanları hacca davet ettiği kabul edilen taşın bulunduğu yerdir. Camekân içerisinde koruma altına alınmıştır. Burada bulunan Hz. İbrahim (a.s)  ayak izleri beş ila altı bin yıldan fazla bir zamandan beri muhafaza edilmektedir.

SAFA VE MERVE TEPELERİ

Hac ve Umre sırasında aralarında sa’y yapılan iki tepedir. Safa ile Merve arasında gerçekleştirilen sa’yın Hac ve umre çerçevesinde yerine getirilen ibadetlerden menâsik) biri olması, Hz  İbrahim (a.s) eşi Hacer’in (Ra) oğlu İsmail (a.s) ile Mekke-i Mükerreme vadisinde yalnız kaldıktan sonra Safa ile Merve tepeleri arasında oğluna su araması hadisesine dayanmaktadır.

ARAFAT 

Arafat, Harem bölgesinin dışında, Mekke-i Mükerreme’nin 25 kilometre güneydoğusunda bulunan bir bölgedir. Hz. Adem (a.s) ile (Hz. Havva (Ra) Dünya üzerinde yeniden burada bir araya gelmişlerdir. Hac ibadetinin iki ana şartından biri olan vakfe, Zilhicce ayının 9. gününde Arafat’ta yapılır.

MİNA 

Hz  İbrahim (a.s), oğlu Hz. ismail’i (a.s) kurban etmekle burada sınanmıştır. Hz.İsmail (a.s) ise Mina’da canı ile imtihan edilmiştir. Arafat’tan, Müzdelife’den kopup gelen milyonlarca Haccı, Mina’da şeytanları taşlar. Taşlar, önce kendi nefislerine sonra şeytanlara atılır.

Yazarın Son Yazıları
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.