SİLAHLAR SUSTUYSA, ŞİMDİ İNŞA ZAMANI

Yayınlama: 25.05.2025
A+
A-

Silahların kan kustuğu yerde yıkım olur. Yoksulluk, kan ve gözyaşı olur. Güven ve çalışmanın önünde engel olan silahların bırakılmasıyla, maddi ve manevi inşa süreci başlamalı.

Yaşananlardan ve tarihten ders alınmalı. Kendi içlerinde kavgalı olan hiçbir millet huzur bulmamış ve ilerlememiştir. Ama kendi içinde barış ve birlikteliği sağlayan milletler daima ilerde olmuştur.

2. Dünya savaşında taş üstünde taş bırakılmayan Almanya ve Japonya, ulusal bilinç ve elbirliğiyle kısa sürede toparlandılar ve gelişmiş ülkeler içinde yer aldılar.

50 yıllık çatışma süreci içinde memleketimiz, kalplerimiz ve insani ilişkilerimiz çok yara aldı. Öncelikle kendi aramızda barış ve güveni sağlamaya çalışmalıyız.

Silahla birlikte şiddet mutlaka terk edilmeli. Ayrışma ve itham yerine, diyalog ve uzlaşı kapıları açılmalı. Kin ve düşmanlık yerine, saygı ve uzlaşı kültürü geliştirilmeli.

Geçmişin kin ve düşmanlığı terk edilmeli. Ancak herkes kendi içinde yanlışlarıyla yüzleşmeli ve özeleştirisini yapmalı ki, bir daha aynı yanlışlar yapılmasın. Son yüzyıllık sorunlarımızın temelinde ‘Tektipçilik’ dayatmalarının olduğu unutulmamalı. Tek parti, tek lider, tek ideoloji… Dayatmaları, hepimizce lanetlenen Faşizmin ta kendisidir.

Bundan böyle hiç kimse ırk, dil, parti, örgüt, mezhep… Farklılıklarından dolayı, başkalarına düşmanlık etmesin ve saldırmasın. Siz başkaları gibi olmadığınız gibi, başkaları da sizin gibi olmak zorunda değil. Farklı düşünce ve partiler için hiç kimseye düşmanlık edilmemelidir.

Herkesin özeli kendisine ama ulusal ve toplumsal meselelerde, herkesin görüşü önemsenmelidir.

Halk adına siyaset yaptığını iddia eden siyasiler, toplumsal barışın sağlanmasında öncülük etmelidir. Siyasi hesaplar yerine toplumsal barış öncelik olmalıdır.

Siyasi görüş ve çıkarlar uğruna, halkın arasına ikilik ve düşmanlık sokanlar, bu halka en büyük zararı ve düşmanlığı yapmaktadır. Devletten istediğiniz saygı ve hakkı, siz de diğer parti ve oluşumlara göstermelisiniz. Bu halkın özgürlük ve huzurunu istiyorsanız, düşmanlıklara son vermeli ve diyalog zeminleri için çalışırsınız.

Farklılıklar için halkı ayrıştırma ve birbirine düşürme, kendi parti ve ideolojisini dayatma, kendileri dışındakileri düşman gösterme… Bu halka yapılacak en büyük kötülüktür. Halkın iyiliği ve adalet isteyenler, halk arasında barış ve uzlaşı sağlamaya çalışmalıdır.

Farklılıklar üzerinden halkı ayrıştıranlar, halka en büyük zararı vermektedir. Halk olarak da, parti ve örgütler için bizi birbirimize düşman gösterenlere prim vermemeli, bilakis mahkûm etmeliyiz. Ve size düşman gösteren parmağın, çoğu zaman asıl düşmanınız olduğunu bilin…

Eğer silah bırakıldıysa, devlet te kendi sorumluluğunu yerine getirmelidir. Devlet ve kamu kuruluşları hiç kimsenin özeli değil. Eğer 30 milyonu aşan Kürtler asli unsur olarak kabul ediliyorsa, gereği yapılmalıdır. Devletin temeli Adalet ise, Adaletin gereği yapılmalı.

Eğer kardeş isek, kardeşliğin gereği yapılmalı. Anayasa gereği eğer herkes eşit isek, eşitliğin gereği yapılmalı. Devlet bir sınıf ve ırkın malı değil, hepimizin ortak değeri olmalıdır.

Ve devleti bir ırka indirgeyen “Türkiye Türklerindir” anlayışından vazgeçerek, tüm vatandaşların olmalıdır.

Ve 30 milyonu aşan Kürtlerin Anadilinin resmi dil olarak tanınmasıyla başlamalıdır. Ve belki de referandumla halkın onayı alınarak süreç kolaylaştırılabilir.

Kendiniz ait bir inancınız, benimsediğiniz bir parti olabilir. Ama partilere kuyruk değil, müdahil olmalısınız.

Ölçünüz parti ve liderler değil; Hak, Adalet ve vicdanınız olmalıdır. Irkçılık, partizanlık, mezhepçilik… Cı, cular sizi düşman eder. Ama parti ve örgütlerin esaretinden kurtulup, birbirinizi dinlediğinizde dost ve kardeş olursunuz.

ADALET, BARIŞ ve KARDEŞLİĞİN EGEMEN OLACAĞI BİR GELECEK DİLEĞİYLE…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.