Cumhuriyet Halk Partisi’nin eski Parti Meclisi Üyesi Hüseyin Yaşar, Türkiye’de 40 yılı aşkın süredir devam eden Kürt sorununa dair çarpıcı bir açıklama yaptı.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin eski Parti Meclisi Üyesi Hüseyin Yaşar “Neden barış? Neden demokratik siyaset?” başlığı altında yayımladığı metinle, hem geçmişte yaşanan insan hakları ihlallerine hem de çözüm yolunun barış ve demokrasi olduğunu vurgulayan güçlü bir çağrıda bulundu.
“BU SORULARI KENDİMİZE SORMALIYIZ”
CHP’li Yaşar’ın açıklaması, yaşanan toplumsal travmaları tek tek sıralayan ve empatiye davet eden sorularla başlıyor “Gözaltına alınıp işkence gördünüz mü? Ömrünüzün en güzel yıllarını cezaevinde geçirdiniz mi? Doğduğunuz köy yakıldı mı, mezarınız dahi olmayan ölüleriniz oldu mu? Sırf Kürt olduğunuz için ev verilmedi mi?” Bu sorular üzerinden, Türkiye’de özellikle 1990’lı yıllarda yoğunlaşan hak ihlalleri ve çatışma ortamının toplum üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekiliyor.
“EKONOMİK VE SOSYAL ÇÖKÜŞE DE İŞARET ETTİ”
Açıklamasında yalnızca Kürt sorununun insani yönüne değil, ülke genelinde yaşanan siyasi ve ekonomik krizlere de değinen CHP’li Yaşar “Bu ülkenin kaynakları kendi halkına değil, bombalara harcandı. Ekonomi dibe vurdu. Eğitim ve sağlık sistemi yozlaştı. Hukuk siyasallaştı, mafya ve çeteler güç kazandı” diyerek mevcut durumun yalnızca Kürt halkını değil, tüm Türkiye’yi etkilediğini belirtti.
“TARİHİ VERİLERLE YÜZLEŞME ÇAĞRISI”
CHP’li Yaşar, açıklamasında 1990-1996 yılları arasında 17.500 kişinin faili meçhul cinayetlerle öldürüldüğünü, 3.500 köyün yakıldığını ve 3 milyon insanın göç etmek zorunda bırakıldığını hatırlatarak, bu rakamların inkâr edilemeyecek bir tarihsel gerçeklik olduğunu ifade etti.
“BARIŞ ZAYIFLIK DEĞİL, CESARETTİR”
Metninin sonunda, neden şiddet yerine demokratik siyasetin tercih edilmesi gerektiğini şu sözlerle özetledi: “Bu şartlar altında, haklı olduğumuza göre neden demokratik siyaset yerine şiddetin sürmesini isteyelim? Barış ortamı bizi zayıflatmaz, aksine güçlendirir. Haklıyız ve kazanacağız.”
“TOPLUMA VİCDANİ SORUMLULUK ÇAĞRISI”
CHP’li Yaşar’ın çağrısı, bir siyasi mesaj olmanın ötesinde topluma yöneltilmiş bir vicdani yüzleşme niteliği taşıyor. Özellikle seçim atmosferine girilen bir dönemde, barış ve demokratik çözüm arayışlarının yeniden kamuoyunda tartışılmaya başlanması açısından bu açıklama dikkat çekici bir adım olarak değerlendiriliyor.