HÜDA PAR Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, dizilerdeki ahlaki çöküntüye ve aileye zarar veren içeriklere dikkat çekerek, RTÜK’e çağrıda bulundu.
HÜDA PAR Sözcüsü ve Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, sapkın akımların oluşturduğu tahribat, TV dizilerinin ahlaki çöküşe etkisi ve gıda israfı konuları hakkında değerlendirmelerde bulundu. Televizyon dizilerindeki şiddet ve ailenin yapısına zarar veren yayınların Rus sosyologların dahi dikkatini çektiğini belirten Milletvekili Ramanlı “RTÜK’e soruyoruz: Daha ne zamana kadar bu gidişatı izlemekle yetineceksiniz?” ifadelerini kullandı.
“AİLE, NESİL EMNİYETİNİN TEMELİDİR”
Ailenin kültürün, ahlakın, inancın ve değerlerin nesilden nesile aktarıldığı temel kurum olduğunu belirten Milletvekili Ramanlı “Nesil emniyeti ancak aile kurumunun muhafazasıyla sağlanabilir. Sağlam bir aile yapısı; köklerinden beslenen, bilinçli ve ahlaki zemini güçlü bir gençliğin teminatıdır” dedi. Buna rağmen aileye ve medeniyet değerlerine karşı bilinçli bir saldırı yürütüldüğünü savunan Ramanlı, bu akımların meşru gösterilmeye çalışıldığını kaydetti.
“MASUM ÇOCUKLARI BUNA ALET EDEN İFADELER KAMU VİCDANINI DERİNDEN YARALAMIŞTIR”
Geçtiğimiz günlerde bir siyasi parti temsilcisinin Meclis kürsüsünde yaptığı açıklamalara işaret eden Milletvekili Ramanlı “Sapkın akımları savunmanın ötesine geçerek masum çocukları buna alet eden ifadeler kamu vicdanını derinden yaralamıştır. Bu yaklaşım, aile yapımızla ve toplumsal değerlerimizle bağdaşmamaktadır” ifadelerini kullandı.
“KANUN TEKLİFİMİZ BEKLETİLMEDEN YASALAŞMALI”
Çocukların ve gençlerin zararlı akımlardan korunmasına yönelik açık ve bağlayıcı bir yasal çerçeveye ihtiyaç olduğunu vurgulayan Milletvekili Ramanlı, 17 Nisan 2025’te Meclis’e kapsamlı bir kanun teklifi sunduklarını hatırlattı. Milletvekili Ramanlı “Sunduğumuz kanun teklifi daha fazla bekletilmemeli, bir an önce yasalaşmalıdır. Hiç kimse ideolojik fantezileri uğruna masum çocukların fıtratını hedef almamalıdır” dedi.
“SAPKIN AKIMLAR AVRUPA MERKEZLİ FONLARLA DESTEKLENİYOR”
Sapkın akımların Avrupa ülkeleri tarafından fonlandığını ifade eden Milletvekili Ramanlı “Hiç kimse kendi ideolojik fantezileri uğruna masum çocukların fıtratını hedef almamalıdır. Bu vesileyle, Avrupa merkezli fonlarla desteklenen ve Meclis çatısı altında “lgbt’li çocuklar” gibi ifadelerle çocukları ideolojik bir yaklaşımın nesnesi hâline getiren anlayışı da kınıyoruz” şeklinde konuştu.
“TELEVİZYON DİZİLERİNDEKİ ŞİDDET VE AHLAKİ ÇÖKÜNTÜ RUS SOSYOLOGLARIN BİLE DİKKATİNDEN KAÇMADI”
Milletvekili Ramanlı, televizyon dizilerinin toplumsal etkisine de değinerek, dizilerde teşhircilik, aldatma, çarpık ilişkiler ve şiddetin özendirildiğini ifade etti. Ailenin sürekli çatışma ve huzursuzluk kaynağı olarak sunulmasının aile kurumuna zarar verdiğini dile getiren Milletvekili Ramanlı “Bu dizilerde ailenin sürekli çatışma, şiddet ve huzursuzluk kaynağı olarak sunulması, Rus sosyologların bile dikkatinden kaçmamış; aile kurumuna verdiği zararlar gündem konusu olmuştur” dedi.
“RTÜK’E SORUYORUZ: DAHA NE ZAMANA KADAR BU GİDİŞATI İZLEMEKLE YETİNECEKSİNİZ?”
RTÜK’e çağrıda bulunan Milletvekili Ramanlı “Aileyi bozacak kadar tehlikeler barındıran yapımlar yasaklanmak yerine yenileriyle ekranlarda yer buluyor. RTÜK’e soruyoruz: Daha ne zamana kadar bu gidişatı izlemekle yetineceksiniz?” ifadelerini kullandı.
“GENÇLERİN KARŞISINA ‘SANATÇI’ SIFATIYLA ÇIKARILAN KİŞİLER KONUSUNDA SON DERECE DİKKATLİ VE SORUMLU DAVRANILMALI”
Uyuşturucu bağımlılığıyla anılan bazı isimlerin ‘sanatçı’ sıfatıyla gençlerin karşısına çıkarılmasını da eleştiren Milletvekili Ramanlı “Gençlik dönemi, bireyin rol model ihtiyacını en yoğun şekilde hissettiği kritik bir evredir. Bu nedenle gençlerin karşısına ‘sanatçı’ sıfatıyla çıkarılan kişiler konusunda son derece dikkatli ve sorumlu davranılmalı, kadim geleneğimize uygun tercihler yapılmalıdır. Bu tercihler, toplumun geleceğini inşa edecek değerlerle uyumlu olmalıdır” şeklinde konuştu.
“ÜRETİLEN GIDANIN YAKLAŞIK ÜÇTE BİRİ TÜKETİLMEDEN İSRAF EDİLİYOR”
Basın toplantısında gıda israfına da değinen Milletvekili Ramanlı “Dünya genelinde üretilen gıdanın yaklaşık üçte biri tüketilmeden israf edilmekte; bu durum her yıl yaklaşık 1 trilyon dolarlık ekonomik kayba ve 3 milyar ton karbon salımına yol açmaktadır. Bu tablo, gıda israfının yalnızca bireysel tercihlerden kaynaklanan bir tüketim sorunu olmadığını; iktisadi adalet, çevresel sürdürülebilirlik ve toplumsal dayanışma ile doğrudan bağlantılı yapısal bir problem olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.” dedi.
Gıda israfının önlenmesinin Türkiye için bir tercih olmanın ötesinde bir zorunluluk hâline geldiğini belirten Milletvekili Ramanlı “Ekonomik darboğazın geniş kitleleri etkilediği bir dönemde, israf edilen her gıda maddesi hem milli servetin kaybı hem de ihtiyaç sahiplerinin hakkının zayi edilmesi anlamına gelmektedir” ifadelerini kullandı.
“DEVLET, YEREL YÖNETİMLER VE VATANDAŞ SORUMLULUK ALMALI”
Gıda israfıyla mücadelede devletin ve yerel yönetimlerin sorumluluğunun büyük olduğunu belirten Milletvekili Ramanlı üretimden tüketime kadar tüm aşamaları kapsayan bütüncül politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, fazla gıdanın değerlendirilmesine yönelik yasal ve kurumsal altyapının oluşturulmasının önemine dikkat çeken Ramanlı, gıda tedarik zincirinde etkin bir atık yönetimi kurulması çağrısında bulundu.
Vatandaşlara da çağrıda bulunan Milletvekili Ramanlı, harcama ve tüketim tercihlerinde daha bilinçli davranılması gerektiğini belirterek “Gıda israfını önlemek, gıdanın ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasını sağlamak ve sürdürülebilir tüketim alışkanlıklarını teşvik etmek zorundayız” dedi.
“PAYLAŞIM VE İNFAK KÜLTÜRÜ YENİDEN İHYA EDİLMELİ”
Gıda bankacılığı sistemlerinin kurulması ve yaygınlaştırılmasının çözümün temel unsurlarından biri olduğunu ifade eden Milletvekili Ramanlı “İnfak, paylaşım ve dayanışma kültürü hem bireysel hem de kurumsal düzeyde yeniden ihya edilmelidir. Gıda israfı sorununun çözümü, ancak toplumun tüm kesimlerinin ortak dikkat ve sorumluluk bilinciyle mümkün olacaktır” diyerek sözlerini tamamladı.