ZOHRAN MAMDANİ: NEW YORK’UN YENİ YÜZÜ VE TRUMP’IN ESKİ ÖFKESİ

Yayınlama: 14.11.2025
A+
A-

New York’ta tarih yeniden yazıldı. 2025 yerel seçimlerinde kentin yeni belediye başkanı olarak seçilen Zohran Mamdani, sadece bir politikacı değil; göçmen bir ailenin çocuğu olarak “Amerikan rüyasının yeni bir versiyonu”nun temsilcisi. Fakat bu yeni hikâyenin başrolünde umut kadar tartışma da var. Özellikle Donald Trump’ın sesli antipatisi, şimdiden Washington–New York hattında yeni bir gerilim hattı doğurdu bile.

GÖÇMEN BİR AİLENİN ÇOCUĞUNDAN ŞEHRİN ZİRVESİNE

Mamdani, 1991’de Uganda’nın başkenti Kampala’da doğdu. Babası tanınmış siyaset bilimci Mahmood Mamdani, annesi ise dünyaca ünlü film yönetmeni Mira Nair. Çocukluk yıllarını Güney Afrika ve ABD arasında geçirdi. Eğitimini Maine’deki Bowdoin College’da tamamladıktan sonra, 2021’de New York Eyalet Meclisi’ne girerek siyasete adım attı.Henüz 34 yaşında olmasına rağmen, Mamdani’nin belediye başkanlığına yükselişi bir dönüm noktası. Zira o, şehrin ilk Müslüman, ilk Güney Asya kökenli ve açıkça “demokratik sosyalist” olarak tanımlanan belediye başkanı.

“ŞEHRİ ZENGİNLERDEN KURTARACAĞIZ”

Mamdani’nin seçim kampanyası, klasik “altyapı–güvenlik–ekonomi” üçlüsünün ötesine geçti. O, “yaşam maliyeti krizi”ne odaklandı.

En çok ses getiren vaatleri şunlardı: Kira artışlarını dondurma ve düşük gelirli aileleri evsiz kalmaktan koruma.

Ücretsiz otobüs hizmeti ile toplu taşımayı herkes için erişilebilir hale getirme.

Asgari ücreti 2030’a kadar 30 dolara çıkarma (“$30 by ’30”).

Zenginlerden daha fazla vergi alarak kamu hizmetlerini finanse etme.

Bu vaatler, özellikle genç seçmenler ve orta sınıf üzerindeki ekonomik baskıyı hisseden aileler arasında büyük yankı buldu.

Eleştirmenler ise bu planların finansal sürdürülebilirliğini sorguluyor. Ancak Mamdani’nin yanıtı net: “New York’un bütçe sorunu yok. Sadece yanlış öncelikleri var.”

TRUMP CEPHESİNDE KIZGINLIK

Donald Trump, Mamdani’nin yükselişini “solcu bir felaketin habercisi” olarak yorumladı. Onu “%100 komünist bir çılgın” olarak niteledi ve federal fonların New York’a kesilebileceği tehdidinde bulundu.

Trump’ın bu öfkesi şaşırtıcı değil. Mamdani, kapitalizmin simgesi haline gelmiş Manhattan’da “kamusal dayanışma” ve “ekonomik adalet” kavramlarını yüksek sesle savunuyor. Bu, Trump’ın temsil ettiği “serbest piyasa ve bireysel zenginlik” ideolojisine doğrudan meydan okuma anlamına geliyor.

Aslında bu tablo, Amerika’nın iki farklı ruhunu yan yana getiriyor:

Bir yanda Wall Street’in temsil ettiği düzen, diğer yanda Queens’in apartmanlarında büyüyen yeni kuşak bir liderin “herkes için şehir” hayali.

NEW YORK’UN YENİ DÖNEMİ

Mamdani’nin seçilmesi, sadece New York için değil, Amerika’nın politik iklimi için de bir sinyal. Artık siyaset, yaşlı ve zengin beyaz erkeklerin tekelinde değil. Artık göçmen çocukları, öğrenciler, düşük gelirli mahalleler ve genç kuşak da sesini yükseltiyor.

Elbette vaatlerinin hayata geçmesi kolay olmayacak. Ekonomik dengeler, iş dünyasının direnci ve federal yönetimin olası baskıları, Mamdani’nin sınavları olacak. Ancak o, şimdilik kararlı görünüyor.

SONUÇ: BİR KENT, İKİ AMERİKA

Zohran Mamdani’nin belediye başkanlığı bir “sol rüzgâr” değil, bir toplumsal dönüşümün habercisi olabilir.

Trump gibi figürlerin saldırgan söylemleri, aslında değişimin ne kadar yaklaştığının da göstergesi.

New York artık sadece gökdelenlerin ve borsanın şehri değil; aynı zamanda adalet, eşitlik ve kamusal dayanışma ideallerinin de yeni laboratuvarı.

Kısacası, Mamdani’nin seçilmesi sadece New York’un değil, Amerika’nın geleceğine dair bir tartışmayı da başlattı:

“Zenginler için mi, herkes için mi bir şehir?”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.