HAYALLER PARİS, GERÇEKLER EMİNÖNÜ

Mehmet Said Baymaz

msaid@hotmail.com

FUTBOLU ÇOK İYİ BİLDİĞİNİ SÖYLEYEN UYGULAMA ÖZÜRLÜLER

Futbolu iyi bildiğini söyleyenlerin birçoğu uygulama özürlüdür.

Günümüzde birçok futbol yorumcusu, teknik direktörlük görevlerini başarıyla yapamayanlardan oluşuyor.

Yorumcu koltuğundan indirip üstlerine eşofmanı giydirdiğinizde, yorumlarda söylediklerinin birçoğunun hiç de öyle olmadığı görülecektir.

Konuşmak kolay olandır.

Oysa söz konusu uygulama olunca, futbol ile ilgili çok şeyler daha bilmeleri gerektiği ortaya çıkacaktır.

Futbolumuzun bazı yıldız isimlerini örnek verecek olursak;

Rıdvan dilmen

Tanju çolak

Oğuz Çetin

Sinan Engin

Ali Gültiken gibi…

MİLLİ TAKIM

Milli takım uzun yıllardan sonra ilk kez umut ve heyecan verdi.

Milli takımın başına 2002 yılında takımı dünya üçüncüsü yapmış ve bana göre teknik adamlar sıralamasında Türkiye’nin bir numarası Şenol Güneş’in getirilmesi geç kalınmış olsa bile isabetli bir karar olmuş.

Milli takım oyuncularını (İlk 11 ve sonradan oyuna giren oyuncular dâhil) uzun süreden beri bu kadar istekli ve arzulu görmemiştik.

Bu da bize Milli takımın eski ruhuna kavuşması noktasında olumlu işaretler vermekle beraber, başarılı bir sürecin başladığını göstermektedir.

YENİ STADLAR

Yapılan yeni stadlar, eskimiş  – yıkık ve günümüz futbolunun ihtiyaçlarına cevap veremez eski stadların yerine; modern futbolun koşullarına uygun ve yüksek seyir zevki verecek şekilde tasarlanmışlar.

Bu güzel stadları kazandıran ve emeği geçen herkesi tebrik ederim.

Fakat bir eksikliği dile getirmeden bu konuyu geçemeyeceğim.

Öncelikle projelerin her bir ilin futbol seyirci kapasitesini ve potansiyelini ön araştırmaya tabi tutarak yapmak daha etkili olurdu. O ilde kaç bin kişilik stad yapılırsa, ihtiyaca tam olarak cevap verilebilir diye bir ölçüm yapılmalıydı.

Mesela, bazı şehirlerde 40-30-20 bin yerine

15-10 ya da 5 bin kişilik olmalıydı.

Çünkü futbolda seyir zevkini yükselten en önemli unsurlardan biri stadların doluluk oranıdır.

Stadlar dolu göründüğü ölçüde o coşku ve heyecan ortaya çıkar.

Bu durumu Almanya ya da İngiltere liglerindeki orta –küçük ölçekli şehir stadyumlarında görebilirsiniz.  Modern olmasının yanı sıra ihtiyaca karşılık gelen 5-10 bin kişilik koltukları tamamen dolmuş stadlarda, ortaya yüksek bir seyir zevki çıkmaktadır.

Şüphesiz bu dolu görünen tribünler, sahadaki futbolcuların motivasyonlarına ve dolayısıyla performanslara olumlu bir etki de katacaktır.

Tersi bir örneği Türkiye’den verecek olursak;

Urfa stadı 30 bin kişilik… Bir tek 2010 yılında yapılan

Trabzonspor-Fenerbahçe Zi̇raat Türkiye kupası maçında stad doldu, fakat bunun dışında zannediyorum o tarihten beri tribünler hiç bir zaman tam kapasite dolmadı.