CORONAVİRÜS ÇILGINLIĞI VE YAPTIRIMLAR…

Tahir Miroğlu

tahirmiroglu@gmail.com

Covid-19 Tıp dilindeki ismi 2019-ncov Akut Solunum Yolu Hastalığı olan ve Çin Devletinin Hube-i eyaletine bağlı Wuhan şehrindeki hayvan pazarında balık satıcısı olan 49 yaşındaki kadında görülen ilk vaka ile ortaya çıkmıştır.
Tüm ülkelere yayılan bu salgın ölümlere neden olup yaşamı ciddi anlamda etkilemiştir.
Bu illete yakalanma yaşın ortalaması 59’dur ve genellikle erkekler etkilenmiştir.
Kişi hasta ise yani virüse yakalanmışsa yakın temas halinde yüzüne hapşırması, öksürmesi veya solunum yolu ile bulaşma riski gerçekleşir. Neredeyse bütün ülkeleri etkisi altına alan covid-19 pandemi hasebiyle hızla dönen Dünya trafiği yavaşlamaya başlamış ve insanlar arasında iletişimin azalmasına ve böylece farklı bir düzenin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Bu sorunlarla birlikte başlayan ekonomik, sosyal problemler, baskı ve yaptırımlar büyük sıkıntıların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Birçok küçük işletme ve fabrika terkin edilmiş insanlar iş yapamaz hale gelmiştir. Kan ağlayan esnaf, işten çıkarılan işçi ciddi anlamda maddi ve manevi sorunlar yaşamış, öyle ki hayatını idame edemeyecek duruma gelmiştir.

Maskeni tak, sus ve itaat et formülü oldukça gelişmiş demokratik, sosyal, hukuk devleti yerini adeta despotluğa bırakmıştır. Covid-19 salgını insan hayatını ciddi manada etkilediği doğrudur. Ancak yaptırımlar bir hayli trajikomik olup vatandaş ile dalga geçer mahiyette olduğu ve ciddiyet arz etmediği açıktır. Yetkililerin sanki Coronavirüsle iletişim halinde olduğu ve bu mantık ile hareket edildiği, belli gün ve saatlerde kısıtlama getirilip bir başka gün ve saatlerde bulaşmadığı izlenimi ortaya çıkmaktadır. Gündüz bulaşmayan virüs akşam bulaşacak gibi hareket edildiği, kısıtlanan gün ve saatlerde bulaşma ihtimalinin sanki yüksek olduğu, bunun da hayatın olağan akışına uygun olmadığını, Komplo Teorisi ya da Küresel Sansür olduğu varsayımlarını ortaya çıkarıyor.
Bu kısıtlama ve yaptırımlar birçok kuruma, toplu taşıma araçlarına uygulanmamakla birlikte işletme ve fabrikalara uygulanması, sırf maske takmadığı için uyarılmadan ceza kesilmesi apayrı konular olup Anayasa’ya aykırılık teşkil ettiği sarih bir şekilde ortadadır.

Coronavirüs’ten kurtulabilme imkanımız var mı?

İlerleyen teknoloji ve gelişen tıp henüz bir çare bulmuş değildir. Bill Gates 2022’ye kadar bir tarih belirlediği için bitmek gibi bir derdi olmayabilir.
(Ne gibi plan ve proje uygulandığı muamma)
Ancak bu illetin gerçekten bitmesini istiyorsak muhakkak uymamız gereken şu kurallar  olmalıdır;

• Maskeye gerek kalmadan sosyal mesafe kuralına uyarak
• Kişisel temizliğe önem vererek
• Temiz gıdalar tüketilmek suretiyle bağışıklık sistemini ve direnci güçlendirerek
• Psikolojik destek almakla birlikte toplumsal bilincin sağlanmasıyla
• Her sokağın, caddenin, kurumun ve gerekli tüm yerlerin mümkünse her gün ya da üç günde bir olmak şartıyla dezenfekte etmekle mümkün hale gelebilir.

Kısıtlamalar yasalara uygun ve Sosyal Devlet anlayışıyla uygulanmalıdır.

• Sokağa çıkma yasağı getirilecekse gün ve saate bakılmaksızın uzun bir dönemi kapsayacak şekilde yapılmalı ve ihtiyaç sahibi her aileye komik bir rakam olmamak şartıyla maddi yardım sağlanmalı,
• Elektrik, doğalgaz, kira ödemeleri bir müddet askıya alınabilir, vergiler, krediler ve gerekli olan tüm borçlar pandemi nedeniyle ertelenebilir ya da uzun bir vadeye yayılabilir.
• Gereksiz harcamalardan vazgeçmek suretiyle Bakan ve Milletvekilleri maaşlarından kısıtlanarak, biraz da memur maaşlarından beş-on lira kesilerek ve dahi holdinglerden gerekli maddi yardım sağlanarak vatandaşın evde kalmasını mümkün hale getirerek bu illetin etkisi oldukça azaltılıp ve Allah’ın izniyle yok edilecektir.

Enflasyonun yüksek olması, hayat pahalılığın olması, gıda, et ve benzeri birçok ürün alınamazken baskı ve yaptırımların haklı hiçbir gerekçesinin olduğu öne sürülemez.
Sosyal Devlet ilkesi bunu gerektirir ve bu ilkeyi baz alarak eşitlik ve adalet anlayışı da hakim olur.

Sevgili okur, şimdi siz karar verin
Bu durumda ne yapılmalı? Bu illeten nasıl kurtulmalı?
Teenni davranarak böylesi bir temenni oluşabilir mi bilinmez ancak böyle bir telakkiye sahip olmakla bu sorunların üstesinden terakki edilebilir?